| Illinois'de başından kötü bir boşanma geçen bir kuzeni var. | Open Subtitles | كان لديها قريب في إيلينوي وقد مر بطلاق غير ودي |
| O ve anne kötü bir boşanma yaşamış, bundan dolayı velayeti kaybedeceğinden korkmuş. | Open Subtitles | هو والأم مروا بطلاق سيء لذا فإنه قد خاف من أن يخسر الحضانة |
| - Geçen sene, başımdan bir boşanma, bir kimlik bunalımı, ve iletişim kurmayan bir koca geçti. | Open Subtitles | في العام الماضي مررت بطلاق, سرقة هوية الزوج الذي لا يتصل |
| Evsahipleri boşanmış. Adamın paraya ihtiyacı var. | Open Subtitles | .مالكا المنزل يمرّان بطلاق .سوف يحتاج إلى مال |
| Bej döşemeli aile tipi bir sedanım ve boşanıyorum. | Open Subtitles | أنا سيّارة عائلية ذات معدّات داخلية رقيقة تمرّ حالياً بطلاق |
| Kötü bir boşanma süreci ve çirkin bir velayet savaşı geçirdi. | Open Subtitles | كان يمر بطلاق صعب و معركة شديدة على حق الوصاية. |
| Bu şekilde onun kötü bir boşanma davası yaşadığını biliyoruz. | Open Subtitles | بذلك استطعنا التعرف عليها وعرفنا أيضا كيف أنها تمر بطلاق فوضوي |
| Niles, boşanma işlemlerini başlatmaya karar verdi. | Open Subtitles | النيل قرّرتْ للبَدْء بطلاق الإجراءاتِ. |
| boşanma işlemleriyle aynı zamanda. Doktorumla konuştum. | Open Subtitles | بَعْدَ أَنْ بَدأنَا بطلاق الإجراءاتِ. |
| Dört yıl önce bir boşanma yaşadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم إنها مرت بطلاق منذ أربع سنين |
| Berbat bir boşanma yaşadım ve üstünden henüz çok geçmedi. | Open Subtitles | لقد مررت للتو بطلاق فظيع |
| John DeLancy. Karışık bir boşanma davasına gidiyor. | Open Subtitles | جون ديلانسي يمر بفوضى بطلاق |
| VanBuren kötü bir boşanma süreci yaşamış. Ölümüyle kocası daha da zengin olmuş. | Open Subtitles | فانبيرن) كانت متورطه بطلاق رهيب) زوجها أصبح أغنى عندما ماتت |
| Daphne berbat bir boşanma yaşadığından beri. | Open Subtitles | منذ مرور دافني بطلاق حقير |
| Bir boşanma yaşamış. | Open Subtitles | ومرت بطلاق قاسي |
| Eğer Papa elindeyse, Kral'ın boşanma işi... | Open Subtitles | ل وكان البابا هناك، لأمر بطلاق الملك... |
| boşanma için kötü bir zamanlama. | Open Subtitles | إنه وقت سيء للخوض بطلاق |
| - Çok zengin. Ayrıca yakın zamanda Kathryn Stubbs-Gulbrand'dan boşanmış. | Open Subtitles | و قام مؤخراً بطلاق (كاثرين ستابز |
| Geçmiş kayıtlara göre MacNamara geçen yıl boşanmış. | Open Subtitles | اتعلم،منالفحصالسابق... يقول أن (ماكنيمرا) مر بطلاق العام الماضى ... |
| - Çünkü boşanıyorum, George. | Open Subtitles | -لأنني امر بطلاق يا (جورج ) |
| Evliliklerin yüzde ellisi boşanmayla sonuçlanıyor ikimizi düşününce sen ve McDreamy iyi olursunuz. | Open Subtitles | 50% من الزيجات تنتهي بطلاق لذا يجب ان تكوني و ديريك بخير |
| Kendi oğlunun boşanacağını sokakta dolaşırken duymak nasıl acı verici. | Open Subtitles | هل تدري كم هو موجع ان تسمع بطلاق أبنك في الشارع |