Bizimkiler buraya yaşanabilir dünyalar bulmak için oluşturulan keşif kolunun bir parçası olarak geldi. | Open Subtitles | لا مجموعتنا قدمت هنا كجزء من بعثة استكشافية واحدة من عدة بعثات أرسلت لتجد عوالم قابلة للحياة عليها |
Ancak, mağarayı keşif için araştıran bir gruptan resim çekmek için izin istediğimizde umulmadık bir şekilde ret cevabı aldık. | Open Subtitles | لكن, بعثة استكشافية أثرية تقوم بالتحقيق بأمر الكهف وكانوا غير متعاونين عندما طلبنا منهم أن نلتقط بعض الصور للكهف من الداخل |
Batı Avustralya'daki Nullarbor Ovası'na yapılan bir keşif gezisinde ona katıldım. | Open Subtitles | انضممتُ إليه في بعثة استكشافية نحو سهل "نولاربور" غرب "أستراليا". |
Burundi hükümeti sınırlı bir keşif için onay verdi. | Open Subtitles | ستقوم حكومة (بوروندي) بإرسال بعثة استكشافية صغيرة |