Almanlar ürkek, tetikte, gergin bir biçimde gülerek Rus fatihlerini ilk defa olarak görüyor. | Open Subtitles | الألمان قلقون، مترقبون يبتسمون بعصبية واضحة يرون غزاة بلادهم من الروس للمرة الأولى |
Tamam. Sadece, düğün için biraz gergin olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً, أنا فقط أعتقد بأنّك تشعرين بعصبية إلى حدّ ما حول الزفاف |
Ve bir kaç hafta önce, sinirli ve gergin gibi davranıyordu. | Open Subtitles | و في الأسابيع التي سبقت ذلك كان يتصرف بعصبية و خوف أدري |
Bak gergin bir şekilde ellerini masanın köşesinden, altına doğru sürüklüyor. | Open Subtitles | أنظر كيف يحرك يديه بعصبية على طول حافة الطاولة، يحكم قبضته على الجانب السفلي |
Kendini gergin hissedersen, doğruca benim odama gel. | Open Subtitles | لو حد حس بعصبية فقط اجري إلى غرفتي |
Neden bu kadar gergin bu? | Open Subtitles | لمَ يتصرف بعصبية جداً ؟ |
O zaman neden bu kadar gergin hissediyorum? | Open Subtitles | اذن لماذا اشعر بعصبية شديدة؟ |
Helena sigara içmek için, gergin bir şekilde bacak bacak üstüne atar | Open Subtitles | (هيلينا) تضع رجل على رجل بعصبية وتحضر سجائرها |
Bay Holmes'un dediğine göre Eleanor Guthrie'nin yazıhanesine girerken gergin bir halin varmış. | Open Subtitles | أنه شاهدك في الحانة، تدخل بعصبية لمكتب (إليانور غوثري) |
Size Gina'nın çok gergin olduğunu söyledim... | Open Subtitles | لقد قلت لك ... ( جينا ) كانت تتصرف بعصبية ... مثل |
Öfkeli şeyler söylemiyor ama çok sinirli gibi. | Open Subtitles | هو لا يتكلم بعصبية ولكنه يبدو غاضباً بشدة |
Şu atlar... Ne kadar da sinirli davranıyorlar. | Open Subtitles | الخيول تتصرف بعصبية |