bazı kanıtlar, biraz daha olumlu işaretler olmadan, bu riski almayı tavsiye edemem. | Open Subtitles | بدون بعض الأدلة لبعض الإشارات الإيجابية لا يمكنني أن أوصيّ باللجوء إلى مخاطرة |
Her neyse, yani bence, saplanıp kaldığımızın bu gerçek olduğuna dair bazı kanıtlar olduğunu düşünüyorum. | TED | إذًا على أي حال، أعتقد هناك بعض الأدلة أن هذا الوقع الذي نحن ملصقون به حقًا. |
bazı ipuçları bulmuştur, ya da belki sadece kendi hakkında konuşuyordur. | Open Subtitles | عثرت على بعض الأدلة أو ربما كانت تتحدث عن نفسها فقط |
Kendini kötü hissettin, yardım etmek istiyorsun, bu yüzden bazı deliller uydurdun. | Open Subtitles | تشعر بالحزن وتريد المساعدة وتلفق بعض الأدلة |
Onlar gelmeden önce biraz kanıt topladım. | Open Subtitles | أثناء انتظار وصولهم كنت قد جمعت بعض الأدلة |
Ortalığa da birkaç kanıt bıraktım, yani... | Open Subtitles | ذلك الرجل مجنون ، أجل وقُمت بالفعل بوضع بعض الأدلة هُنا ، لذا |
Kıza,eğer bana Lee'nin yaptığı işlerle ilgili .. ...birkaç ipucu getirirse,onun hakkındaki... suçlamaları düşüreceğimi söyledim. | Open Subtitles | أخبرتُها أنني سأسقط تهمة الحيازة لو أحضرت لي بعض الأدلة الدامغة على عمليات (لي) الإجراميّة. |
Ben de buradaki bazı delilleri gözden geçireceğim. | Open Subtitles | انا سأفتش في بعض الأدلة الموجودة هنا |
İçeride bazı delillere rastlayabilirsin. | Open Subtitles | قد تجدين بعض الأدلة هناك. |
Ama bazı kanıtlara ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إلى بعض الأدلة أنا لدي بعض الإثباتات |
Hayır... Aslında bazı somut delilleri bir araya getirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا, في الحقيقة أحاول تجميع بعض الأدلة |
Peki bu farklılıkların birazını açıklamaya yardımcı olan bazı kanıtlar neler? | TED | وبالتالي ما هي بعض الأدلة للمساعدة في شرح بعض من تلك الإختلافات؟ |
Dolayısıyla aşkın ruhsal durumumuz ve davranışlarımızdaki değişimlerle bağlantılı olduğuna dair bazı kanıtlar var. | TED | حتّى أنّه هناك بعض الأدلة أن الحب يرتبط مع تغيّرات حالاتنا المزاجية وتصرفاتنا. |
Tamam, tamam, bazı kanıtlar kullanalım ve analiz yapalım mı? | Open Subtitles | حسناً ، دعنا نستخدم بعض الأدلة والتحليلات |
Ama o dönemlerden bugüne kadar gelmiş şiirler bize bazı ipuçları veriyor. | TED | ولكن الشعر المتبقي من تلك الحقبة يعطينا بعض الأدلة. |
Şey, izler oldukça eski, ancak eğer Peter Lois'i öldürdüyse, çöpünde bazı ipuçları bulabiliriz. | Open Subtitles | حسناً, المتابعة ستكون دقيقة من الآن, اذا كان بيتر قد قتل لويس, بالتأكيد سنجد بعض الأدلة في تلك القمامة. |
Elimde bazı ipuçları var, ama kanıt yok. | Open Subtitles | لدي بعض الأدلة, ولكن ليس لدي إثبات |
Zamanla yoğun tedaviye olan ihtiyacın azaldığına dair bazı deliller mevcut. | Open Subtitles | هنالك بعض الأدلة بالمستقبل قد تقلل العدوانية |
Eğer koşullar uygun olursa mercandaki sağlıklı mikropların patojenle savaşabildiğine dair bazı deliller var. | TED | هناك أيضاً بعض الأدلة أن الميكروبات السليمة على الشعب المرجانية تستطيع محاربة الفيروسات المسببة للأمراض حينما تكون الظروف صحيحة. |
Eğer onlara biraz kanıt verirsem kulübü davanın dışında tutacağını söyledi. | Open Subtitles | لقد قال إذا أعطيته بعض الأدلة, سيدع النادي خارج الموضوع |
Lazım olan şey biraz kanıt çünkü 1: | Open Subtitles | ما تحتاج إليه هو بعض الأدلة, لأنه، |
birkaç kanıt incelemek üzereydim. Ne oldu? | Open Subtitles | على وشك فحص بعض الأدلة ما الخطب ؟ |
Annem birkaç ipucu vermişti. | Open Subtitles | أمي أعطتني بعض الأدلة. |
Frank Bey yeni bazı delilleri ortaya çıkardık. | Open Subtitles | سيد "هينسون"، لقد كشفنا عن بعض الأدلة الجديدة |
Sadece bazı delillere bakıyordum. | Open Subtitles | -أتفحّصُ بعض الأدلة وحسب |
Hansen'nın avukatı onu dışarı çıkaracak bazı kanıtlara ulaşmış. | Open Subtitles | عثر محامي هانس على بعض الأدلة هذا جيعله يتم إطلاق سراحه |
Aslında bazı somut delilleri bir araya getirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لا, في الحقيقة أحاول تجميع بعض الأدلة |
LN: Ama her an, küçük bir kanıt ortaya çıkarabilirsiniz. | TED | ناصر: لكن في أي لحظة، يمكن اكتشاف بعض الأدلة. |