"بعملهم" - Traduction Arabe en Turc

• işini
• işlerini
• işine
• işleriyle
• görevlerini
• yapmalarına

Hiç kimse işini yapmak için gereken yetileri öğrenmek adına işten kovulma riskini almamalı.
لا ينبغي لأحد أن يخاطر بتعرضه للطرد لتعلم المهارات هم بحاجة للقيام بعملهم.

İşini yapabilmesi için onu yalnız bırakın.
يجب ان يترك وحده ليكون قاد على القيام بعملهم

Neden işini yapmıyorsun. Polisin işini de polise bırak, olur mu? Trendeki polis gibi mi?
حسنا, إنك لا تدير الأمور فلماذا لا تقوم بعملك وتعد الشرطة ليقوموا بعملهم

Onların işlerini yapmasına izin verirsen hala bir şansın olabilir.
مازال لديك الفرصة، إن تركتهم يذهبون؛ إن تركتهم يقومون بعملهم

- Şimdiye kadar işine bu kadar bağlı ajanlarla tanışmamıştım.
لم أقابل قط مجموعة من العملاء مرتبطين جدا هكذا بعملهم.

Bir zamanlar muhteşem ulusumuzdaki insanlar, işleriyle gurur duyardı, meydan okumalara kulak asmazdı...
أنت تضيع وقت أمتنا العظيمة. الناس الحقيقيون يفتخرون بعملهم ومستعدين لأي مواجهة أو تحدي.

Teoride, en azından, tamamen tarafsızdırlar, çünkü çoğu görevlerini iktidarda kimin olduğuna bakmaksızın yaparlar.
نظرياً، على الأقل، فهم غير متحيزون تماماً، على الأقل لأن معظمهم يقومون بعملهم بغض النظر عمن له اليد العليا.

Polisler sadece işini yapıyor çocuklar. Babanıza dönmelisiniz...
رجال الشرطة يقومون بعملهم يا حبيبتي عليكي أن تعودي لوالدك

Öyle görünüyor ki boğalar bütün zamanlarını, kırlarda uzanarak, vede onlara işini yapmasını gereken birini bekliyorlar.
تَبْدو لي الثيران في أفضل أوقاتها تستلقي في الحقولِ بإنتِظار شخص ما يأتيهم ويَطْلبُ منهم القيام بعملهم

İşini iyi yapan insanlar bulmak zor oluyor.
من النادر العثور على أشخاص يقومون بعملهم على أكمل وجه

İşini yapan insanlarla bir alıp veremediğim yok.
ليس لدى شيءِ ضدّ الناس الذين يَقومون بعملهم

Bu bölümde çalışan 84 işçim var... ve herkes başını önüne eğip işini yapıyor.
لدي 84 عامل في هذا القسم وكلهم يقومون بعملهم بأكمل وجه

Onlar her istediklerini yaparak rahatlarlarken, sen onların işini yapmak için hayatını riske atıp durdun.
حتى يتمكنوا من وضعكِ خلف ظهرهم والقيام بكل مايريدون و أنتِ قمتِ بفعل ذالك وخاطرتِ بحياتكِ للقيام بعملهم

Sen çökme. İşini yapamayanlarla anlaşma yapacak değilim.
لست أنت ، أنا لست بحاجة لعقد إتفاق مع رجال لا يستطيعون القيام بعملهم

Bu arada bırak polis işini yapsın sen sadece kendine odaklan.
حالياً ، أجعلِ الشرطة يقومون بعملهم و أنتِ فقط ركزِ على العناية بنفسكِ

Bırakalım da, tehlikeli madde görevlileri işini yapsın!
فقط أتركوا رجال البدلات الواقية يقومون بعملهم

Yardımım için teşekkür ettiler ve eve gidip onların işini yapmalarına izin vermemi istediler.
لقد شكروني على مساعدتي لهم و, أخبروني أن أعود للبيت وأدعهم يقومون بعملهم

Adamların, işini adam gibi yapar senin adamların ise yan gelip yatmış--
رجالي سوف يقومون بعملهم فتيانك سوف يبقون هنا

O polis 20 yılını kendi işini yapmak yerine beni didikleyerek geçirdi.
ضيعت الشرطة عشرين سنة بإفساد حياتي, بدلاً من القيام بعملهم

Umarım deniz kuvvetlerindeki insanlar işlerini, sizin işinizi yaptığınız mükemmellikte yaparlar.
آمل من بقية البحرية أن يقوموا بعملهم جيداً كما تقوم بعملك

Ama o bir anda karanlığın içinde kayboluyor, günlük işine gidiyor.
ولكنهم يختفون داخل الغبار للقيام بعملهم اليومي الروتيني

Fakat, herhangi bir kimse, aklına uyup rotasyondan çıkarsa bu kendi işleriyle uğraşmak zorunda olan diğer dedektifleri zor durumda bırakır.
لكن إذا قرر أحدهم ترك المداورة يُلقي عبئاً ظالماً على كاهل محققين آخرين عليهم القيام بعملهم

Benim denizcilerim görevlerini yaptı. Evlerine dönmelerinin vakti geldi.
رجالي قاموا بعملهم حان الوقت ليعودوا لوطنهم

Siz sadece doktorların büyülerini yapmalarına izin verin.
لنجعل الدّكاترة يقومون بعملهم السحري فحسب