Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. | Open Subtitles | هؤلاء ثلاثة أشخاص أغنياء بيض قتلوا في منزلهم بما في ذلك ربة المنزل من الضواحي المقتوله في سريرها بعيار ناري |
Kafasından vurulmuş, yüzüne yumruk yemiş ve kakanın içine atılmış. | Open Subtitles | أُصيب بعيار ناري في الرأس، لُكم في الوجه, ووضع في البراز |
Bu bir 12mm'lik. Biz buna "bok" deriz. | Open Subtitles | المسدس بعيار 12 مليمتراً؛ باليد000 |
Carter, uyan! kurşun yarası geliyor. | Open Subtitles | رجل مصاب بعيار ناري قادم، بنتون في جراحة، ودكتور غرين في عملية. |
Babam öldükten sonra, 12 mm silahı bana kaldı. Ama çalındı. | Open Subtitles | ترك لي جدي بندقيته بعيار 12 عندما توفي، وسُرقت. |
Buradaki "kafasız" 38'likle vurulmuş. | Open Subtitles | وعديم الرأس هنا أرديَ بعيار 38. |
Yaranın etrafındaki noktalanma vurulduğunu gösteriyor ama göğüs boşluğunda mermi yolu yok. | Open Subtitles | التنقيط حول الجرح يقول بأنه أصيب بعيار لكن لا يوجد إسقاط في تجويف الصدر |
Olanları bilmesi gerek. - Oğlu vurulmuş yatıyor burada. | Open Subtitles | يجب أن تعرف ما حدث لابنها إنه يرقد هنا مصاب بعيار ناري |
- Oğlumun annesi o! Ne olduğunu bilmeli. Oğlu orada vurulmuş yatıyor. | Open Subtitles | إنها أمه، يجب أن تعرف ما حدث لابنها، إنه يرقد هنا مصاب بعيار ناري |
Bu adam ameliyat giysisi kana bulanmasın diye başından vurulmuş. | Open Subtitles | هذا الرجل أصيب بعيار ناري في الرأس و لذلك بذلته لم تتلطخ بالدماء. |
Tamam yani adam vurulmuş ve onu kovalayan birinden kaçmaya başlamış. | Open Subtitles | حسناً إذاً أصيب بعيار ثم أقلع هارباً وشخص يطارده |
Yüksek kalibreli bir silahla başının arka tarafından vurulmuş. | Open Subtitles | جرح طلق وحيد عبر المنطقة القشرية بعيار كبير |
Hey, adam vurulmuş, onun için kapat çeneni. | Open Subtitles | هذا الرجل مصاب بعيار, اذن اخرس |
Ama güvenlik görevlilerinde 9 mm'lik silahlar vardı. | Open Subtitles | حسناً الحراس كانوا مسلحين بعيار 9 مم |
Bu 12'lik. El yapımı. | Open Subtitles | المسدس بعيار 12 مليمتراً؛ باليد000 |
- Sırtından küçük kalibreli bir kurşun girmiş. Çıkış yarası yok. | Open Subtitles | طلقة نارية واحدة موجهة للضهر بعيار صغير لا توجد اي جروح لخروج الرصاصة 38 00: |
Acil servise gidiyor. kurşun yaralanması ama bence iyileşecek. | Open Subtitles | انه فى طريقة لغرفة الطوارىء لقد اصيب بعيار نارى و لكن اعتقد انه سيكون بخير |
Gil Hart adında çok yaşlı biri, aynı bölgede geçen yıl da bir kadının 9 mm silahla soyguna uğradığını söyledi. | Open Subtitles | يقول أنّه كان لديهم رجل في نفس المنطقة قتل النساء بعيار 9 ملليمتر في نهاية العام الماضي. |
Janko göğsünden bir 9 milimetrelikle, bacaklarından da bir 45'likle vurulmuş. | Open Subtitles | ،أصيب (جانكو) في الخاصرة ،بعيار 9 ميليمترات في الساق بعيار 45 |
Tıpkı beyinde bir mermi bulmak gibi ama mermi yarası olmadan. | Open Subtitles | هذا مثل إيجاد رصاصة في الدماغ لكن من دون وجود إصابة بعيار ناري |
Otel odasının balkonundayken yüzünden vuruldu. | Open Subtitles | اصيب بعيار في وجهه بينما كان واقفا وحيدا في شرفة الفندق |