Müvekklinizin belirli bir görüşmesinin izlendiğine dair elinizde sağlam bir kanıt bulunuyor mu? | Open Subtitles | هناك اتصالات بعينها لموكلك تم اعتراضها؟ لدينا دليل أن جميع الاتصالات التي تمر |
Şu anda belirli genetik kişisel özellikleri hedef alan virüsler üretmenin eşiğindeyiz. | Open Subtitles | نحن على حافة التمكن من صنع فيروسات يمكنها مهاجمة صفة وراثية بعينها |
belli bir adadaki insanların 90%'ında var. | Open Subtitles | المشتركة إلى 90٪ من الناس من جزيرة واحدة بعينها. |
Shanti büyük güzel kahVerengi gözlerini kırpıştırdı sen de onu köye kadar takip ettin. | Open Subtitles | شانتي تغمز بعينها البنية الجميلة لك وأنت تتبعها إلى القرية |
Bugün senin Veera'n, küçük gözleriyle, büyük hayaller gördü. | Open Subtitles | لقد رأت فيرا اليوم أحلاماً كبيرة بعينها الصغيرتين |
Bugün Amerika Roma İmparatorluğu ve New York'ta Roma kenti. | Open Subtitles | أمريكا اليوم تمثل الإغريق ونيويورك هي روما بعينها جاك |
Gözlerine bile bakma, sakın konuşma. | Open Subtitles | لاتنظريلهاحتى بعينها و لا تتحدثي إليها |
Hazır olmadığını anlamak için onun gözlerinin içine bakman yeterli. | Open Subtitles | عليك النظر إليها بعينها فحسب لتعرفي بأنّها ليست بخير |
Ama anne istiridye göz kırptı ve sadece ağır kafasını salladı. | Open Subtitles | لكن الأم المحار غمزت بعينها وحركت رأسها الثقيل |
Şu anda belirli genetik kişisel özellikleri hedef alan virüsler üretmenin eşiğindeyiz. | Open Subtitles | نحن على حافة التمكن من صنع فيروسات يمكنها مهاجمة صفة وراثية بعينها |
Aşkı anlamaya çalışırken, dünyanın her tarafından şiirler okumaya karar verdim. Size 8. yüzyılda Çin'de yazılmış çok kısa bir şiiri okumak istiyorum. Bu şiir, tümüyle belirli bir kadın üzerine odaklanmış bir adamı gösteren mükemmel bir örnek. | TED | وفى محاولة لفهم الحب الرومانسي وددت لو إستطعت أن أقرأ كل شعر العالم و ما أريد أن أقرأة عليكم هو قصيدة صينية قصيرة جداً تعود إلى القرن الثامن وهذا لأنه خير مثال لرجل يركز تماماً على إمرأة بعينها |
belirli bir süre sonunda ise nüfusun büyük bir kısmı hastalanacaktır. | TED | وفي لحظة بعينها سيصيب المرض مجموعة كبيرة من السكان. |
Bir Afgan mağarasında ve New Jersey'nin belli başlı kesimlerinde yaşıyorsan var. | Open Subtitles | بالطبع, لو كنت تعيش فى كهف افغانى او اجزاء بعينها من نيو جيرسى |
Beyin elini sallamak veya ayakkabını bağlamak gibi tek harekette belli başlı hareketleri öğrenmiştir. | Open Subtitles | الدماغ تعلمت اجراءات بعينها مثل مصافحة اليد او ربط الحذاء كحركة واحدة |
Çoğu yamyamlık ritüelinde ölen kişiyle konuşmak için belli organların tüketilmesini gerekir. | Open Subtitles | معظم طقوس اكل لحوم البشر تتضمن تناول اعضاء بعينها كوسيلة للتواصل مع المتوفى |
Belki gözlerini kapatıp, çeşmeye döndüğünde ona inanıyorsun. | Open Subtitles | وربما قمتِ بتصديقها عندما رمشت بعينها وقامت بتحويلها إلى دموع. |
Dur tahmin edeyim, gözlerini kıstı ve sana bir hikaye uydurdu ve sende şimdi onun suçsuz olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | دعني أخمن, دارت بعينها و أخبرتك قصة حزينة و الآن انت تعتقد انه بريئة تقريبا |
Sana gözlerini dikip hüzünlü bir hikaye anlattı. | Open Subtitles | دعني أخمن, دارت بعينها و أخبرتك قصة حزينة |
Takdim olunan kızlar anlaşmazlığa düştüklerinde bunu gözleriyle ifade | Open Subtitles | عندما تختلف سيدتان تقول ذلك بعينها |
Takdim olunan kızlar anlaşmazlığa düştüklerinde bunu gözleriyle ifade ederler. | Open Subtitles | عندما تختلف سيدتان تقول ذلك بعينها |
Bizim masum sarışın da uygarlığın ta kendisi olacak. | Open Subtitles | وعذراء الغرب ذات الشعر المضيئ تمثّل لاشيء غير الحضارة بعينها |
Gözlerine bak ve cevap ver. | Open Subtitles | . انظر لها بعينها وأجبها |
Hazır olmadığını anlamak için onun gözlerinin içine bakman yeterli. | Open Subtitles | عليك النظر إليها بعينها فحسب لتعرفي بأنّها ليست بخير |
Karım içki şişesiyle tuvalette ve bana göz kırpıyor. | Open Subtitles | إن زوجتى تمسك بزجاجة خمر فى الحمام و تغمز لى بعينها |