Ama Yüzbaşı Butler, çoğu bebek doğduğunda mavi gözlü olur. | Open Subtitles | لكن أغلب الأطفال يا كابتن بتلر يولدون بعيون زرقاء |
Ben mavi gözlü mavi elbiseli birçok bebek görüyorum. | Open Subtitles | أرى الكثير من الأطفال بعيون زرقاء وملابس زرقاء |
20'li yaşlarda, sarışın ve mavi gözlü 4 bayan. | Open Subtitles | ترجع الى 9 اشهر الاجمالي 4 نسوة شقراوات,بعيون زرقاء |
Hayır ama sarı saçlı, mavi gözlü de değilim. | Open Subtitles | كلا. لكنني بالفعل لست شقراء بعيون زرقاء |
Oraya vardık ve fark ettiğim ilk şeylerden biri, diğer çocukların saçlarının sarı rengin tonları olmasıydı ve çoğu mavi gözlüydü. | TED | وصلنا هناك وكان أول شيء لاحظته أن شعر الأطفال الآخرين كان له عدة درجات من اللون الأشقر ومعظمهم كانوا بعيون زرقاء |
Aynı zamanda erken yazmaya başladım. Yaklaşık yedi yaşında, zavallı annemin okumak zorunda kaldığı, kurşun ve boya kalemleriyle çizilmiş desenlerle bezeli hikayeleri yazmaya başladığımda, okuduğum hikayelerin aynılarını yazıyordum. Bütün karakterlerim, beyaz tenli ve mavi gözlüydü. Karda oynuyorlardı. Elma yiyorlardı. (Gülme sesleri) Ve hava durumu hakkında çok konuşuyor, güneşin çıkmış olması ne kadar hoş, diyorlardı. | TED | وكنت أيضا كاتبة في وقت مبكر وعندما بدأت الكتابة، في حوالي سن السابعة، قصص بقلم الرصاص مع رسوم توضيحية التي كان لزاماً على والدتي المسكينة قراءتها، كتب بالضبط مثل نوع القصص التي كنت أقرؤها. كل شخصياتي كانت بيضاء بعيون زرقاء. لقد لعبوا في الثلج. وأكلوا التفاح. (ضحك) وتحدثوا كثيراً عن الطقس، كيف أنه كان لطيفاً أن الشمس ظهرت. |
Afro-Amerikalı mavi gözlü bir kadın vardı. | Open Subtitles | كان هناك فتاة أفريقية - أمريكية بعيون زرقاء |
Sarı saçlı, mavi gözlü, ürpertici bir görüntüsü var. | Open Subtitles | شعر أشقر، بعيون زرقاء مخيف بشكل رهيب |
Bu sarışın, mavi gözlü suç işlemede toy biri. | Open Subtitles | هذا قطعة مجاريٍ بعيون زرقاء و شعر أشقر |
mavi gözlü güzel güzel bebekler. | Open Subtitles | اطفال وسيمون بعيون زرقاء |
- Açık mavi gözlü. | Open Subtitles | بعيون زرقاء لامعة |