Sırf hafıza kaybı da değil. Zaten olayın hafızasıyla alakası yok. | Open Subtitles | .ليس الأمر فقد منوطاً بفقدان الذاكرة .حتى أنه ليس متعلقاً بذاكرتها |
Geçiçi hafıza kaybı diye birşey duymadın mı hiç? Seni aptal? | Open Subtitles | هل سبق أن سمعت بفقدان الذاكرة القصير, أيها الغبي؟ |
Aslında bu hafıza kaybı üzerine bir psikoloji projesi. | Open Subtitles | انها دراسة علمية لمشروع يتعلق بفقدان الذاكرة |
amnezi değilim. Olaya kadar olan herşeyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | لست مصاباً بفقدان الذاكرة أنا أتذكر جيداً كل شيء حتى الحادث |
Adeta hafıza kaybına sebep olan bir yol bulmuş gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنه قد وجد طريقة للتظاهر بفقدان الذاكرة |
Claire, bence sende hafıza kaybı yok. | Open Subtitles | لا أظنك مصابة بفقدان الذاكرة الجزئي يا كلاير |
Lanet olsun ... Kısa süreli hafıza kaybı hastalığına yakalandın, beni hatırlıyor musun? | Open Subtitles | مريض بفقدان الذاكرة على المدى القصير يتذكرني ؟ |
Kyle'la ilk olarak koruma merkezinde karşılaştınız hafıza kaybı teşhisi koydunuz ve ertesi gün yeni hastanızı ailenizin yanına getirdiniz. | Open Subtitles | اذا , أول مقابلة مع كايل كانت في مركز الحجز تم تشخيصة بفقدان الذاكرة ومباشرة في اليوم التالي تم نقله كمريضك الجديد |
Karmaşa anında, Jeremy Darling başına aldığı darbe sonucu kendisine hafıza kaybı teşhisi kondu. | Open Subtitles | في تلك الفوضى, أصيب جيرمي دارلنق في رأسه وشُخص لاحقا بفقدان الذاكرة |
Kusura bakma. hafıza kaybı varsa dikkatli olmalı. | Open Subtitles | يجب أن أكون حذرا فيما يتعلق بفقدان الذاكرة. |
Ama, hafıza kaybı yaşamışçasına, hiçbir şey hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ولكن يبدو بأنني مصاب بفقدان الذاكرة فأنا لا أتذكر أي شيء عنهما |
hafıza kaybı olabileceği için, ...bütün gece gözlem altında olacağını söylediler. | Open Subtitles | لقد قال الدكتور انك ربما تصاب بفقدان الذاكرة لذا طلب مني البقاء معك |
Pembe dizilerdeki kızlarda hafıza kaybı olur. | Open Subtitles | كما تصاب الفتيات بالمسلسلات بفقدان الذاكرة |
Pek sayılmaz. hafıza kaybı var ve güç durumda. | Open Subtitles | ليس تماماً فهو مصاب بفقدان الذاكرة |
Amcamda hafıza kaybı var. | Open Subtitles | كان عمّي مُصاب بفقدان الذاكرة. |
hafıza kaybı yaşıyorum ve üç çocuğum var. | Open Subtitles | أنا مصابة بفقدان الذاكرة ولدي 3 أبناء |
hafıza kaybı var mı yok mu emin olmaya çalışıyorum bu arada, evet, hafızanı kaybetmişsin. | Open Subtitles | أتأكد من أنها مصابة بفقدان الذاكرة |
19. yüzyıIda amnezi olan bir çocukmuş. | Open Subtitles | إنه طفل من القرن التاسع عشر مصاب بفقدان الذاكرة |
- Bana hiç kimse anlatmadı eğer bir amnezi vakasını da gördüğümde anlayamazsam, ne anlarım ki? | Open Subtitles | -لم يخبرني أحد إذا لم أعرف مصـاباً بفقدان الذاكرة عندمـا أرى واحداً، فمـاذا أعرف؟ |
Kırk yaşındayım ve amnezi hastasıyım. | Open Subtitles | أنا في سن 40 ومصابة بفقدان الذاكرة. |
Burası Claire'ın hafıza kaybına uğradı yer kocasıyla ve geçmiş yaşamıyla ilişkisi kesiliyor. | Open Subtitles | هنالك حيث أُصيبت (كلير) بفقدان الذاكرة و فقدت إرتباطها بزوجها و حياتها السابقة |
Ertesi sabah, Pat'in kim olduğunu öğrendi ve pizzacı, aniden ağır bir hafıza kaybına yakalandı. | Open Subtitles | أتى الصباح أكتشف من هو (بات)َ وفجاءة رجل البيتزاء اُصيب بفقدان الذاكرة |