Ciddi anlamda bilgisayarınızdan nasıl virüs kapacağınız konusuna geri dönmek istiyorum. | TED | سأعود إلى فكرة إمكانية الإصابة بفيروس من كومبيوترك، ولكن سأتحدث بجدية. |
Belki de sende virüs gibi birşey vardır. | Open Subtitles | ربما اصبت بفيروس او شى ما فيروس 24 ساعة مثلا؟ |
Belki de sende virüs gibi birşey vardır. | Open Subtitles | ربما اصبت بفيروس او شى ما فيروس 24 ساعة مثلا؟ |
Ebola virüsü hastalığına yakalanan insanlar bunu atlatıp hayatta kaldılar. | TED | الناس الذين كانوا مصابين بفيروس إيبولا في الواقع عاشوا من خلال ذلك و نجوا. |
Birkaç ay önce, çok bulaşıcı ve bazen de ölümcül olabilen bir solunum virüsü, insanlara ilk kez bulaştı. | TED | قبل عدة أشهر أُصيبت البشرية بفيروس تنفسي سريع الانتشار ومميت أحيانًا للمرة الأولى. |
Paul Offit: Aşı, çocuk felci virüsünü ortadan kaldırmamızı sağladı. | TED | باول أوفيت:... أتاح لنا التطعيم تقليل الإصابة بفيروس شلل الأطفال. |
Bu ilaç, Epstein-Barr virüsüyle bir araya gelince immün yetmezliğe sebep olur. | Open Subtitles | هذا العقار بفيروس الإبستين بار يرتبط بمعظم أمراض نقص المناعة المنتشرة |
Bunun gibilere değil. Cesetteki virüsün silah amaçlı bir virüs olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | لقد قالوا أن الجثة كانت مصابة بفيروس من قبل مسلحين |
Bizi havaya uçmadan önce bir sinyal vasıtasıyla bütün gemiyi etkileyecek bir virüs göndermeden önce, o gemiyle olan bütün telsiz bağlantılarını kesin. | Open Subtitles | اقطعي كل الاتصالات مع هذه السفينة قبل ان يرسلوا اشارة اذاعية محملة بفيروس لكل حاسوبتنا قبل فترة من تفجيرنا كلنا |
Endişelenecek bir şey yok. Sadece stres ile birlikte basit bir virüs enfeksiyonu. | Open Subtitles | لا داعى للقلق مجرد إصابة بفيروس بسيط مع بعض الإجهاد |
Jack'e bir virüs bulaştı. Yanına yaklaşan herkes ölecek. | Open Subtitles | جاك مصاب بفيروس قاتل كل من سيقترب منه سيموت |
Endişelenecek bir şey yok. Sadece stres ile birlikte basit bir virüs enfeksiyonu. | Open Subtitles | لا داعي للقلق مجرد إصابة بفيروس بسيط مع بعض الإجهاد |
Jack'e bir virüs bulaştı. Yanına yaklaşan herkes ölecek. | Open Subtitles | جاك مصاب بفيروس قاتل كل من سيقترب منه سيموت |
Motaba virüsü taşımıyoruz ama pek çok kişi de var. | Open Subtitles | لسنا مصابين بفيروس موتابا لكن الكثيرين غيرنا مصابون |
Adamın vücuduna kasıtlı olarak savunma yapılamayan 3.tip immün virüsü bulaştırılmış. | Open Subtitles | كانت مصابة بفيروس رئوى من النوع الثالث مقدّم بشكل مدروس |
Haydi şutla. Tamam. JC virüsü ile alakalı Demiyelinizan CNS hastalığı nedir? | Open Subtitles | حسناً ، ماهو المزيل لإضطراب الجهاز العصبي المصاب بفيروس جي سي |
Ve dürüst olmak gerekirse bana Ebola virüsü bulaştırsa bile umurumda değil. | Open Subtitles | وبصراحه أنا لن أهتم إذا أصابتني بفيروس الأيبولا |
Yetkililer ilaçlamanın batı Nil virüsü ile ilgili birkaç vakadan kaynaklandığını belirtti, bazı bölgelerdeki sivrisinek artışına bağlı olarak. | Open Subtitles | السلطات فالت أن قرار الرش جاء بعد إحتمالات الإصابة بفيروس النيل و زيادة عدد البعوض في عدة مناطق |
Bu PDA'nın içinde imha virüsü var. | Open Subtitles | المساعد الشخصي الرقمي هذا أُصيب بفيروس إبادة |
İntikam istedim. Vampir virüsünü yedim ve az daha son arkadaşımı öldürüyordum. | Open Subtitles | وددت الثأر، فحُقنت بفيروس مصّاص الدماء وكدت أقتل صديقي الأخير. |
Şirket AIDS virüsüyle enfekte olduğunu kesinlikle biliyordu. | Open Subtitles | عرفت هذه الشركة معرفةً تامة و مطلقة أنه ملوث بفيروس الإيدز, |
Belirtiler ve doku örnekleri deneğe KV virüsünün bulaşmış olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | الأعراض الظاهرة و عينات الأغشية KV تؤكد أن الحالة مصابة بفيروس |
Çünkü elimde zaten HIV ile enfekte olmuş onlardan çok vardı. | TED | لأن الكثير منهن كانوا مصابات في ذلك اللحين بفيروس نقص المناعة البشرية |
Profesör Arnold'un hep dedigi gibi "insanoglu, üstünde yasadigi ev sahibinin o pamuk ipligine bagli faniliginden.." | Open Subtitles | اعتاد البروفيسور (أرنولد) أن يقول دائمًا " أن الجنس البشري مصابٌ بفيروس |