"بقره" - Traduction Arabe en Turc

• inek
• ineği
• ineğe
• ineğim
• inektir
• Damızlık
• sığırı

Üstüne üstlük, bir inek de üzerine pislemiş.
ولتسوء الأمرو أكثر وقع في فضلات بقره

Üstüne üstlük, bir inek de üzerine pislemiş.
... وسَقطَعلىالأرض. ولتسوء الأمرو أكثر وقع في فضلات بقره

- Aynen öyle. - Ve kıyma da aslında inek.
و اللحمه المفرومه ما هى الا بقره

O yaşta ben bir ineği bile yiyebilirdim.
في نفس عمرك كان بمقدروي ان أكل بقره كامله

Boyunun uzunluğunu saymazsak şu haliyle köpeğe veya ineğe daha fazla benziyor.
حتى الآن يبدو كلب او بقره تعتقد ان من خلال الطول سيصبح عارضاً

Sarılmaya ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim, ama ben duygusuz bir ineğim.
حتى انا اعرف انه بحاجه إلى عناق وأنا بقره متبلده الشعور

Rusya, şişmiş, çürümüş bir inektir.
إنها بقره منتفخه

Damızlık olacak kadar genç değilsin. Anne, internet bağlanmış.
بالتحديد أنتِ لستِ شابه بما يكفي لكي تكوني بقره صغيره.

...mal pazarına götüreceğin bir inek mi?
أهي بقره حلوب ستقوم بأخذها للسوق؟

"İnek gökyüzünden düştü ve balıkçı kayığımızı batırdı", kaptanın medyaya söylediği buydu.
"سقطت بقره من السماء و اغرقت سفينه الصيد لدينا", هذا ما قاله الربان في وسائل الاعلام

Sadece inek bağırsağına doldurulmuş domuz kanı var.
إنه فقط دم خنزير بداخل أمعاء بقره

Örümcek! Eyfel Kulesi! İnek.
عنكبوت، بُرجُ إيفيل ، بقره فرخةٌ ودجاجه

Onu sağmak mı? Daha önce hiç inek sağmadım.
انا لم احلب بقره ابدا من قبل

İnek? Koyun? Domuz?
بقره,خروف ,خنزير؟

Ellerimde ölü bir inek mi var?
أيوجد بقره ميته على يدى؟

Eski inek kemikleri.
عظام بقره قديمه.

Osuran bir inek.
بقره تصدر ريحاً

Bunun tadı inek soğan bostanına girmiş gibi.
-طعم هذه كا بقره دخلت فى قطعه بصل

İşte bakın. İçeride göreceksiniz. Bir ineği öldürmek için bundan fazlası gerekiyor.
حسنا سترون بالداخل أنك تحتاج لأكثر من ذلك لقتل بقره

Seni bulabilmemizin tek sebebi bir ineği öldürmen.
طريقة واحد جعلتنا نجدك وهي انك قتلت بقره

Gerçekten efendim; Bir insan nasıl bir ineğe dönüşebilir.
جديا على الرغم من ذلك سيدي كيف للشخص ان يصبح بقره ؟

Ben ineğim!
مووو، أنا بقره

O çok, çok iyi bir inektir.
انها بقره جيده جدا جدا

Damızlık değilim ben.
عليّ إيجاد لنا منزل. أنا لست بقره صغيرة.

40 baş sığırı getirmen için seni ta şafakta göndermiştim!
أرسلتك مع ضوء الفجر لجلب 40 بقره