Böyle diyerek kollarını ve bacaklarını kaybeden sunbaeleri görmedin mi? | Open Subtitles | إلا تشاهدين كبار السن يصبحون مقعدين بقولهم مثل هذا ؟ |
Ve Muhammed anlaşmaya Allah'ın Peygamberi diyerek başlayınca, Mekke elçisi, Ben senin Allah'ın elçisi olduğunu kabul etmiyorum dedi. | Open Subtitles | وعندما بدأ محمد قائلا من رسول الله محمد فرد عليه المكين بقولهم |
Biliyorum ama ya biz, ya kamu avukatı diyerek seni korkutmaya çalışıyorlar ve bedavaya çalışacak saygıdeğer hukuk firmaları var. | Open Subtitles | اعلم انهم يحاولون فقط اخافتك بقولهم اما هم واما محام دفاع عام |
dediklerine göre bu güven işte. Buna güvenirim. | TED | بقولهم أنهم يثقون بجودة تايد |
Lüks saat ve bisiklet şirketi olan Shinola kastı olarak Detroit'e dönmeyi seçti ve dediklerine göre onları buraya çeken şey, Detroit'in yaratıcılığının küresel markası. | TED | هذه الشركة، شاينولا، وهي شركة ساعات فاخرة... ...ودرجات،... ...اختارت عمداً أن تنتقل إلى ديترويت،... ...وهم يشيرون إلى مقولتهم بقولهم... ...إنهم انجذبوا إلى العلامة العالمية المميزة للابتكار في ديترويت. |
İnsanların 'eğleniyorum' dediklerinde ne demek istediklerini asla anlamamıştım. | Open Subtitles | لم أكن اعرف ماذا يقصد الناس بقولهم قضاء وقتاً ممتعاً |
İnsanlar "sıfırdan başlamak" dediklerinde ne ima ederler ? | Open Subtitles | ما يقصده الناس بقولهم: "لنبدأ من الخدش"؟ |