dünyanın geri kalanı Yıldız Geçidi'ni öğrendiğinde ona sahip olmak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | بمجرد أن يعرف بقية العالم عن البوابة النجمية، ربما سيطالبون بها |
İşte bu nedenle biz uzay gemileri ve katedraller yapabildik dünyanın geri kalanı karınca çıkarmak için çöplerle toprağı kazmaya devam ederken. | TED | لأجل هذا نبني المراكب الفضائية والكاثدرائيات بينما بقية العالم مازال يحفر الأرض بالعصي ليستخرج الأرضة. |
Savaşın korkunç olduğu dünyanın geri kalanının yok olduğu söylenir. | Open Subtitles | يقولون أن الحرب كانت بشعة، وأن بقية العالم تم تدميره. |
Ve çok geçmeden, yenilikleri yavaşlatan ve Çin'i Dünyanın geri kalanından koparan kurallar benimsediler. | TED | وبسرعة قاموا بإعتماد القوانين التي أبطأت الابتكار وعزلت الصين عن بقية العالم. |
Zaman trende dünyanın geri kalanına nispeten daha yavaş akmaya başlar. | Open Subtitles | يبدأ الوقت على متن القطار فى التباطؤ مقارنةً إلى بقية العالم |
- Şey, üzgünüm ama maalesef tüm bu keşiflerini dünyanın geri kalanıyla... | Open Subtitles | حسناً , لسوء الحظ كل هذا الإلهام لن تكون قادراً على مشاركتهم مع بقية العالم |
Ama önce hikâyeye, Batı'nın dünyanın geri kalanını nasıl uyandırdığı ile başlamalıyım. | TED | لكن ساضطر لبداية القصة بالحديث عن كيف أن الغرب هم من اوقظوا بقية العالم |
Başta söylediğim yüzde birlik kısım dünyadaki mal ve hizmetlerin yüzde kırkından bile fazlasına sahip olur. Daha da zenginleştikleri için değil, dünyanın geri kalanı gitgide daha da fakirleştiği için. | TED | سوف تملك الواحد في المئة وحتى أكثر من 40 في المائة السلع في العالم والخدمات الطبية. ليس بسبب لقد زاد ثراء أولئك ، ولكن لأنه قد غدا بقية العالم يزداد فقراً. |
Bir şekilde içine baktığımda, balıkçı olarak, çok kişisel bir görüş noktasından, az çok anlamaya başladım. Peki, dünyanın geri kalanı bunun hakkında ne düşünüyordu? | TED | وكما قلت من يتطلع إلى ذلك، من وجهة نظري كصياد، بدأ نوع من المعرفة، حسنا، كيف كان يفكر بقية العالم في هذا ؟ |
dünyanın geri kalanı geçen sene bir kriz geçirdiginde, yüzde 6.7 oranında büyüdük. | TED | ونحن نواصل النمو. عندما عانى بقية العالم من التراجع في العام الماضي، كنا قد نمونا بنسبة 6.7 بالمئة. |
Biz onların komşusuyuz,dünyanın geri kalanı bu zavallı vebalı insanlara sırtını dönüyor. | Open Subtitles | هناك جيران يقولون بأنهم حصلوا عليه لكن بقية العالم اصيبوا بالطاعون تعصف جرائم القتل |
dünyanın geri kalanı devam ederken dünyaya yeniden başlamak. | Open Subtitles | يبدأالعالم من جديد حيث بقية العالم لم يتوقفوا |
Sonra, dünyanın geri kalanı aksine, bir şekerleme alarak olmayacaktır. | Open Subtitles | عندها نحن ، عدا بقية العالم ، لن نأخذ قيلولة قيلولة ؟ |
dünyanın geri kalanının beni aptal gibi gösterişini bilmesine gerek yok. | Open Subtitles | لا أريد أن تعرف بقية العالم أنكِ جعلتينى أبدو مثل الأحمق |
Eğer sadece belirli kişileri izlersen dünyanın geri kalanının ne konuştuğunu hiç bilmezsin. | TED | أعتقد لو أنك تشاهد كيانات معينة، فلن يكون لديك فكرة عما يفكر به بقية العالم. |
Gerçi, her yer ürkütücü bir şekilde felç olmuş gibiydi, Dünyanın geri kalanından kopmuş, ağır çekimde dağılıyordu. | Open Subtitles | يبدو أن كل ما يوجد في هذا المنزل يتسم بنوع من الغرابة و الإختلاف كأنه مكان لا ينتمي إلى بقية العالم و ينهار ببطئ شديد. |
Git dünyanın geri kalanına anlat Alexandre Lagarde artık domalanlı omlet yapmayacakmış. | Open Subtitles | اذهب و اسأل بقية العالم, لا مزيد من البيض المسلوق مع الكمأة. |
Sadece dünyanın geri kalanıyla değil; basketbol serbest atış atışında veya çengel atışta iyi olup olmadığımız, ...ne tür mizah duygusuna sahip olduğumuz, her iki elde beş parmak olduğu gerçeği gibi yüzeysel fiziksel şeyler içeren, kim ve ne olduğumuza dair kendi anlayışımızla da bir araya geliriz. | Open Subtitles | وهناك عنصر حاسم آخر هوفشتاتر: نحن لا نندمج مع بقية العالم وحسب |
dünyanın geri kalanını rahatsız etmede katıksız bir ünü var. | Open Subtitles | يا إلهي، سمعته في ازعاج بقية العالم لم تتحرك |
Zengin petrolcüler ve aileleri, o büyük duvarlarla dünyadan soyutlanmaları ve çöl krallığında yaşamaları. | Open Subtitles | رجال النفط الاغنياء وعائلاتهم, يمنعون بقية العالم بواسطة تلك الجدران الكبيرة, ويعيشون كـ ملوك الصحراء. |
Ama Bütün dünya birbirini havaya uçururken hapiste tek başına oturan bir ihtiyarla neden ilgilensinler? | Open Subtitles | و لكني لا أعلم لماذا يهتمان برجا عجوز كهذا معتقل في السجن بينما بقية العالم يمزق بعضه البعض |
Şimşek her kimse, her nereden geliyorsa diğer insanlar da ona inanana kadar durmayacağım. | Open Subtitles | أياً كان ذلك الشعاع وأياً كان موطنه، لن أتوقف حتى يؤمن بقية العالم بوجوده. |
Bu arada dünyadaki herkes,.. | Open Subtitles | الان ماقيمة كل هذا وانتِ ترين بقية العالم |
Kesinlikle, seçiminiz dünyanın geri kalan kısmında yakılıp ısıya dönüşebilecek... ...her şeyi yakmak yada suyu mümkün olduğunca içilebilir yapmak olacak. | TED | بالتأكيد ، في بقية العالم ، اختيارك هو تدمير المكان ، تحول كل شيء سوف يحرق إلى حرارة ، أو شرب المياه المتاحة. |
En çok internet kulllanımın olduğu yeri görebiliyoruz, Kuzey Amerika ve Avrupa'nın ortası, dünyanın geriye kalanı, sayısal uçurum karanlığında kaybolup gidiyor. | TED | نرى أن أكثر هذه الاتصالات متمركزة في قارتي أمريكا الشمالية وأوروبا، في حين أن بقية العالم يتيهون في ظلام تلك الفجوة الرقمية. |
Umarım dünyanın kalanı bir kaç hafta sensiz idare edebilir. | Open Subtitles | أَتمنى لو أن بقية العالم يمكن أن يتركوك لمدة أسبوع |
Bazı Romalı ahbaplar gölgeleri ölçmeyi görev edinmişler ve sonra dünyanın kalanına bu tik taklara bağlı kalmayı bırakmışlar. | Open Subtitles | شخص روماني اخذ على عاتقه ان يقيس الظلال وبعد ذلك بقية العالم التزم بهذه العقارب الصغيرة |
Birkaç hafta evvel görünmez bir Kubbe bizi dünyanın tamamından ayıracak şekilde Chester's Mill'de belirdi. | Open Subtitles | "منذ أسبوعين، قبة خفية سقطت على (تشيسترز ميل)" "مما تسبب بعزلنا عن بقية العالم" |