"بكثره" - Traduction Arabe en Turc

• sık
• çok fazla

Onlar buraya sık sık gelmezler.
حسناً, إنهم لا يأتون إلى هنا بكثره

- Çok uzak olduğu için sık sık gidemiyorum. - Hem de ne uzak.
انا لا استطيع الذهاب لهناك بكثره لانها بعيده جداً - هذا صحيح -

Jen, eskisi kadar sık konuşamıyoruz.
لم نتحدث بكثره يا جين منذ

Hem kendini mükemmel ışıklandırılmış, çok fazla montajlanmış bir performansla karşılaştırmanı istemedim.
لم أردك أن تقارن نفسك لأداء مضاء بطريقة رائعة، وممنتج بكثره

İki yıl önce kışın çok fazla alabalık vardı en az üç fıçı salamura yaptık.
منذ عامين أثناء الخريف تواجد السلمون المرقط بكثره لدرجة أننا ملحنا منها ثلاثة براميل على الأقل

Penny, çok içiyorsun, gerçekten gürültülüsün, ve aşka dair çok fazla utanç verici hikayen var.
بيني انتي تشربين بكثره ومزعحه للغايه ولديك الكثير من القصص المحرجه

Kendimi sık sık bunu yaparken buluyorum.
شيء اجد نفسي اقوم به بكثره

Zaman biz çok fazla yok bir şey olduğunu.
إنَّ الوقت هو العنصر الوحيد الذي لا نملكه بكثره

Ellen çok fazla küfür ettiğimi söyledi.
إيلين تقول أنني ألعن بكثره

bunu çok fazla yapma istersen. Bu tüyler ürpertici. Dur sana yardım edeyim.
أنظري (أليزا) لا تفعلي هذا بكثره فإنه مخيف دعيني أقوم بهذا لأجلك

çok fazla kullanmışsın.
أنت تستخدمه بكثره

Jose, sanki burada yüzümden çok fazla var gibi.
خوزييه يبدو ان وجهى متواجد هنا بكثره!