"بكرسي" - Traduction Arabe en Turc

    • sandalyeye
        
    • sandalye
        
    • sandalyede
        
    • koltuğuna
        
    • sandalyeyle
        
    • sandalyedeki
        
    • sandalyeli
        
    • koltuğunda
        
    Eğer içi boş bir tekerlekli sandalyeye otursaydın gerek yoktu. Open Subtitles لن تكون ضرورية لو رضيتي بكرسي مدوّلب ذو جيوب كبيرة
    Bir kız, sandalyeye bağlı ve maskeli bir adam tarafından ölesiye dövülüyor. Open Subtitles فتاة ، مقيده بكرسي ، تُضرب من رجل يرتدي قناع
    Herkesi o kadar endişelendirdin ki, tekerlekli sandalye ile bekleyecekler. Open Subtitles لقد حذّرتهم أنتي بكثرة لدرجة أنهم يريدون وضعي بكرسي متحرك
    Bir pezevengi elektrikli sandalye ile dövmekten beş sene daha ceza aldı. Open Subtitles خدم خمس سنوات لضرب قوّاد إلى الموت بكرسي معوّقين.
    Ama bana ev arkadaşımı geri getirmezsen senin kıçını tekmelerim, sandalyede ya da sandalyesiz. Open Subtitles ولكن إن تلاعبت بأفكار فتاتي الساذجة فسأسحق مؤخرتك ، بكرسي متحرك أو بدونه
    lazer topları ile kalp ameliyatı yapabiliyorlar, ama diş tedavisi olunca, hala da işkence koltuğuna oturmalı, ve birilerinin dişinin içini delmesine, izin vermelisin. Open Subtitles يمكن للأطباء معالجة أمراض القلب بواسطة ليزر، لكن عند معالجتهم لوجع الأسنان، ما زال واجباً أن يضعوك بكرسي التعذيب
    Beni taşımak, tekerlekli sandalyeyle kaçmaya benzeyecek. Open Subtitles اذا حملتني هكذا سيكون مثل محاولة الهرب بكرسي المعاقين
    Tekerlekli sandalyedeki bir adam birini nasıl su dolu tanka kaldırır? Open Subtitles كيف يمكن لرجل بكرسي متحرّك أن يرفع شخصاً إلى حوض مياه؟
    Charlotte çok uzakta. Zaten tekerlekli sandalyeye mahkum. Open Subtitles لقد سافر منذ مدة طويلة مِنْ شارلوت لا يتحرك إلا بكرسي معوّقين لسَنَواتِ
    Tabii, elektrikli sandalyeye oturtulmam hiç ilginç değildi zaten. Open Subtitles أجل لأن ربطي بكرسي الكهرباء لم يكن مهماً بشكلٍ كافٍ
    Tabii, elektrikli sandalyeye oturtulmam hiç ilginç değildi zaten. Open Subtitles أجل لأن ربطي بكرسي الكهرباء لم يكن مهماً بشكلٍ كافٍ
    Sen beni burada oyalarken, babamın başına bir şey gelirse seni bu tekerlekli sandalyeye mahkum ederim! Open Subtitles أي شيء يحدث بسبب مماطلتك أحرص على انتهائك بكرسي متحرك دائم
    Bu pislik elektrikli sandalyeye gidiyor değil. Open Subtitles لا يعني هذا أنَّ العاهرة ستوضع بكرسي الإعدام الكهربائي
    Penceresiz ve kamerasız bir odada sandalyeye bağlıyım ve nedenine dair en ufak bir fikrim bile yok. Open Subtitles أنا مربوط بكرسي في غرفة من دون نوافذ من دون آلات تصوير, و ليس لدي أدنى فكرة عن السبب
    Bir gece anneme vurdu ben de adamın kafasında bir sandalye kırdım ve... ..annem polis çağırdı... benim için. Open Subtitles ذات ليله ، كان يضربها .. ثم ضربته بكرسي على رأسه وعندها اتصلت بالشرطه ، لتبلغ عني
    Bir amigo, tekerlekli sandalye ile sahaya girdiği anda herkesin kabul edeceği gibi, insanları neşelendirmede etkili olmayacaklar. Open Subtitles وحالما رئيس المشجعين تقوم للخروج للمديان بكرسي متحرك انها ستحصل على اقل فعاليه لرفع معنويات الناس
    Kaptan Carnage'ın suratında babamın sandalye kırdığını görmem lazım! Open Subtitles رأيت أبي يضرب كابتن كارنج بكرسي على وجهه
    Çavuş, bu kocaman sandalye topunu gerçek bir topla değiştirebilir misin? Open Subtitles أيها الرقيب , هل من طريقة لإستبدال هذا هذه الكرة الكبيرة بكرسي حقيقي؟
    Tekerlekli sandalyede nasıl futbol oynarsın ki zaten? Open Subtitles كيف ستلعب كرة قدم بكرسي متحرك على أية حال ؟
    Al Capone'un koltuğuna sahip bir gangster-- bu çok klişe. Open Subtitles غوغاء رجلِ بكرسي الcapone هي لذا كليشيةُ.
    Bir beden eğitimi öğretmenine sandalyeyle saldırıp atılmadan önce. Open Subtitles قبل أن تُطرد لضربك أستاذ الرياضة بكرسي
    Nasıl bir insan ki bu tekerlekli sandalyedeki bir zavallıyı vurur. Open Subtitles أي نوع من الاشخاص يكون هذا الذي يقوم باطلاق النار على مُقعد بكرسي مدولب؟
    Birini arıyorum. Tekerlekli sandalyeli bir kadın gördünüz mü? Open Subtitles أنا أبحث عن شخص , هل رأيت أحداً بكرسي متحرك ؟
    Sam, bütün bunlar başladığında belediye başkanlığı koltuğunda sen vardın bu onur sana ait olmalı. Open Subtitles سام,بما أنك كنت تجلس بكرسي العمدة عندما حصل كل هذا فمن المناسب أن تقوم بهذا الشرف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus