bütün bu derde, beni asfalta bakıcı yapmak için katlanmamıştır. | Open Subtitles | هو لن يمر بكل تلك الصعاب ليجعلني أراقب رصيفاً ما |
Pişirdiği Onca yeni harika yemekle dışarıda pek çok hayranı vardır. | Open Subtitles | ،أعني، بكل تلك الأطباق التي يعدها لقد أصبح له معجبون هناك |
tüm o ağaçlara bunu garip bir şey yapmış olmalı. | Open Subtitles | يبدوا أن شيئاً ما غريباً فعل هذا بكل تلك الأشجار |
Sizce bu adam Tüm bu şeylerin olmasını mı sağlıyor? | Open Subtitles | إذن، أتعتقدان أن هذا الرجل هو المتسبب بكل تلك الخدع؟ |
Böylece bütün o hisleri bastırmak zorunda bırakıldı ve er ya da geç o hisler yayıldı. | TED | لذا كان عليه أن يدفع بكل تلك المشاعر تحت السطح، وكُبِتَت هذه المشاعر في النهاية. |
Bütün bunları yapmaya O kadar odaklanmıştım ki arkadaşlarımı ve ailemi ihmal ediyordum. | TED | لقد كنت اهتم كثيراً بكل تلك الامور لدرجة انني كنت اهمل اصدقائي وافراد عائلتي |
Bu adam var ya, iyi dinle bütün bu" nokta com" işlerini onun üzerinden yapacağım, anladın mı? | Open Subtitles | اسمعي هذا الشخص أنا أقول لك أريد أن أقوم بكل تلك المقابلات أقسم |
Bu adam var ya, iyi dinle bütün bu" nokta com" işlerini onun üzerinden yapacağım, anladın mı? | Open Subtitles | اسمعي هذا الشخص أنا أقول لك أريد أن أقوم بكل تلك المقابلات |
Claire,benim yaşımda ve o ve kocası bütün bu harikulade yetişkin türü şeyleri yapıyorlar. | Open Subtitles | كلير بنفس عمري و هي و زوجها يقومان بكل تلك الاشياء الراشدة الفاخرة |
Sonra Onca zaman senden Bu kadar uzak kalmam gerektiğini farkettim. | Open Subtitles | وأدركت أني سأكون بعيدة عنك دائما بكل تلك المسافة |
Oraya giden Onca cesedin arasindan ulasabilirsen tabii. | Open Subtitles | حتى ان وصلت لهذا المدى بكل تلك الجثث المتجهة هناك |
Ona bakmak zorunda olduğumuz Onca yılı düşündüm. | Open Subtitles | لقد بدأت أفكر بكل تلك السنين السنوات التي كان علينا أن نهتم به |
Ortağınıza sormalısınız, tüm o paraya ne oldu? | Open Subtitles | يجب عليك أن تسأل رفيقك ماذا حدث بكل تلك الاموال؟ |
Ortağınıza sormalısınız, tüm o paraya ne oldu? | Open Subtitles | يجب عليك أن تسأل رفيقك ماذا حدث بكل تلك الاموال؟ |
Bana tüm o şeyleri anlattıktan sonra, çok düşündüm. | Open Subtitles | عندما أخبرتني بكل تلك الأمور ذلك الأسبوع لقد كانت تعني لي الكثير |
Hükümetin Tüm bu olanları yapmış olması ve bizden gizlemiş olması büyük bir hayal kırıklığı. | TED | بالنسبة لي، أعتقد أنه من المخيب للآمال فعلا أن الحكومة قد قامت سرا بكل تلك الأشياء ولم تخبرنا. |
Kimse böyle bir aşağılanmayı ve Tüm bu badireleri atlatmayı hak etmiyor. | TED | لا احد يستحق هذا القدر من المهانة ولا ان يمر بكل تلك المراحل المؤلمة |
Ve kendi dijitalim bana oradaki Tüm bu şeylerin yanında genetik olarak gut riskine sahip olduğumu söyledi. | TED | وشخصيتي الرقمية أخبرتني بوجود خطر جينيٍ بالمفاصل بكل تلك الأشياء هناك. |
Ona de ki, "bütün o şamatayı al da Afrika'ya geri götür." | Open Subtitles | أخبره بأن يعود بكل تلك الضوضاء إلى أفريقيا |
Yapabileceğini sanıyorsun çünkü bütün o ruhların yükü yüzünden olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تظن أن بمقدورك ذلك لأنك تحسب أنك ببساطة تتحكم بكل تلك الأرواح، صحيح؟ |
O zaman neden bütün o işleri istediniz? | Open Subtitles | اذن ما الدافع لتطلب مني القيام بكل تلك الأعمال ؟ |
Öyle bir erkek, çılgınca aşık, O kadar güç sahibi. | Open Subtitles | رجل مثل ذلك ، عاشق بجنون ، و بكل تلك السُلطة |
- Su girişini durduramıyoruz. - Bu kadar hasarla olacağı buydu. | Open Subtitles | لا نستطيع إيقاف التسريب بكل تلك الأضرار , إنتهى الأمر |
Ve bütün bunları sana borçlu olduğumu itiraf etmekten minnettarlık duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا ممتن بكل تلك المعرفة، و أدين بكل هذا الفضل لك |