Bir kabus gördüm. Bir sürü uçuk şey. | Open Subtitles | انا أحلم بكوابيس, العديد من الأشياء المجنونة |
Kadınlar tuvaletiyle ilgili haftalarca kabus göreceğim. | Open Subtitles | سوف احضى بكوابيس عن حمام النساء هذا لأسابيع |
O kadar yakınsınız ki ara sıra ikinizin birlikte kaçtığı kabuslar görüyorum. | Open Subtitles | انتما الاثنين قريبين جدا حتي انني غالبا اصاب بكوابيس انكما تهربان معا. |
Gösterideki palyaçolar ve tuhaf hilkat garibeleri ilgili kabuslar görürsen gece boyunca yanında kim kalacak? | Open Subtitles | حين يحظى بكوابيس حول المهرجين والمخيفين في العرض ؟ |
Acaba kaç tane zenci çocuk ve beyaz çocuk sarı kâbuslar görüyor kendi kafalarında yarattıkları sarı tehlikenin korkusu... | Open Subtitles | أتسائل كم عدد الأطفال الصغار السود و البيض الذين حلموا بكوابيس صفراء، من خلال الخوف الخاص بهم من الخطر الأصفر |
Bu benim için de kötüleşmeye başlıyor. Sadece kâbus görmüyorum. | Open Subtitles | وبدأ الأمر يتحول للأسوء بالنسبة ليّ أيضًا لست أحظ بكوابيس فحسب |
Uyanık olmaktan korkuyorum ama uykularım da öylesine korkunç kâbuslarla dolu ki! | Open Subtitles | ... أخشى أن أستيقظ و لكن نومي مليئ بكوابيس مريعة |
- Kâbuslarımın dindiği tek bir gece yok. | Open Subtitles | كل ليلة ، أهاجم بكوابيس ثابتة |
Sadece uyurken yanına koyarsan kabus görmene sebep olur. | Open Subtitles | فقط لا تنم أبداً بجانبه لأنك ستحلم بكوابيس |
Sadece uyurken yanına koyarsan kabus görmene sebep olur. | Open Subtitles | لاكن لا تضعها بقربك عند النوم لأنها ستجعلك تحلم بكوابيس |
Cinsel istismar belirtileri hakkında aileleri bilgilendirdik, ...aileler çocuklarına, ...kabus görüp görmediklerini sormuş. | Open Subtitles | بمعرفة الأعراض التحرش الجنسي, الآباء سألوا الاطفال ان كانوا يحلمون بكوابيس |
Lakin kabus görmüyor olsaydın endişe duyardım. | Open Subtitles | و لكنّي سأقلقُ إن لم تحظى بكوابيس |
kabus gördüm. | Open Subtitles | انا احظى بكوابيس |
kabuslar görüyor, sinir krizleri geçiriyordum. | Open Subtitles | أتعلمون, لقد كنتُ أحلم بكوابيس و تعرضتُ لإنهيار عصبيّ |
Vicdanın sana eziyet etmeseydi böyle kabuslar görmezdin. | Open Subtitles | وإن لم يكن ضميرك يؤنبك لم تكن لتحظي بكوابيس |
Ölümsüz canavarlarla ilgili kabuslar görüyorlar. | Open Subtitles | يحظين بكوابيس عن وحش لا يستطعن قتله |
Bazen kabuslar görüyor. | Open Subtitles | نصاب بكوابيس أحياناً |
Bu kız hayatının geri kalanında senin yüzünden kâbuslar görecek. | Open Subtitles | تلك الفتاة ستمر بكوابيس لبقية حياتها بسببك أنت |
"Ve o gece, küçük kız, tuhaf kâbuslar görmüştür." | Open Subtitles | وفي هذه الليله، حلمت الفتاة بكوابيس سخيفة |
Bütün hayatım boyunca burada neyi kilit altına aldığın hakkında kâbuslar gördüm. | Open Subtitles | حظيت بكوابيس طوال حياتي حول ما تخفيه في هذا المكان |
Daha önce de kâbus gördüm ben. | Open Subtitles | حسناً, لقد حظيت بكوابيس من قبل |
Çocuklarımızın Noel arifesinde, onlar kalpleri umut akılları öksürük şurubunun yarattığı saçma sapan kâbuslarla dolu dolu uykularına dalarken aşağıda Noel Baba'nın onların çoraplarını eğlenceli şeylerle kendi karnını da onun için bıraktıkları bir dolu süt ve kurutulmuş beyaz balıkla doldurduğunu bilmelerini istemez misin? | Open Subtitles | ألا تريدين لأطفالنا أن يناموا بعشية الكرسمس ، قلوبهم ممتلئة أملاً وعقولهم ممتلئة بكوابيس جراءدواءالسعال.. لكن موقنون أن (سانتا) بالطابق الأرضي يملأ جواربهم بالحلوى |
- Kâbuslarımın dindiği tek bir gece yok. | Open Subtitles | كل ليلة ، أهاجم بكوابيس ثابتة |