Şehre daha yeni geldi ve şimdiden basınla meşgul oluyor. | Open Subtitles | هو فقط دَخلَ بلدةً وهو يُشغّلُ الصحافةَ. |
Şehre, liderliğini yaptığın sürüne, beleş bir yolculukla dönmüşsün. | Open Subtitles | رَبطتَ a جولة عُدْ إلى بلدةً مَع الزعيمِ |
Sen kasabadan ayrılmadan önce, güzel günlerimiz olmuştu. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا بَعْض الأوقات الطيبةِ أمامك تَركَ بلدةً. |
Muhtemelen Arnavutlukta iğrenç bir kasabadan geliyorsun ve burayı geçiş için kullanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | من المحتملانك اتيت من بلدةً قبيحةً في ألبانيا وتحاولُ العُبُور. |
Kuzeybatı Pasifik'teki küçük bir kasabayı uzaylıların istila ettiği. | Open Subtitles | و فيه الأجانب يغزون بلدةً ريفية صغيره واقعة في شمال غرب المحيط الهادي |
Demek tüm kasabayı yok edip içindeki herkesi öldüreceksiniz. | Open Subtitles | ستدمّرون بلدةً بأكملها و تقتلون كلّ مَنْ فيها؟ |
Hayır, kasabadan ayrıldığına dair bana not bırakmışsın. | Open Subtitles | لا، لأن كَتبتَني a قول المُلاحظةِ الذي تَركتَ بلدةً. |
Raporlarda aynı sisin birkaç gün önce başka bir kasabayı... | Open Subtitles | الوصف لهذا الحدث هو مماثل لحادثة الضباب الذي غمر بلدةً اخرى قبل بضع أيامٍ ماضية |