Mesele senin mahvolacağın değil Avukat Bey beraberinde kimi de götürdüğün. | Open Subtitles | الأمر ليس إنّك سوف ينتهي أمرك، أيّها المُستشار، بل يتعلق من سوف تورطه معك. |
- Mesele o değil, seni hayatta tutmak. | Open Subtitles | إنه يتعلق بالوفاق، بل يتعلق بإبقائكِ على قيد الحياة. |
Biliyorum hepimiz kilise çocuğu değiliz ama bu işe inançla ilgili değil daha çok kanıtlarla ilgili olmaya başladı. | Open Subtitles | , اعرف أنك لا تصدق هذه الأمور لكن هذا لا يتعلق بالايمان الآن بل يتعلق بالاثبات |
- Bu emirle ilgili değil. | Open Subtitles | هذا الأمر لا يتعلق بالأوامر بل يتعلق بما هو صائب و خاطئ. |
Önemli olan, ben değilim. Önemli olan, insanların hakkında düşündükleri. | Open Subtitles | لا يتعلق بي , بل يتعلق بما يظنه الناس عنك |
Önemli olan sonuç değil. | Open Subtitles | إنه ليس يتعلق بمصيرك. بل يتعلق بالطريق إلى مصيرك. |
Mesele bir topluluğun diğerinden daha çok şey hak ettiğini söyleyen bir sisteme son vermek. | Open Subtitles | بل يتعلق بوضع حدٍ للنظام الذي يقول مجموعة واحدة هي أحق من غيرها |
Mesele bizim değil onların dünyasını kurtarmak. | Open Subtitles | إنه لا يتعلق بإنقاذ عالمنا وحسب، بل يتعلق بإنقاذ عالمهم. |
Mesele müvekkilinle değil seninle ilgili. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بمولكك بل يتعلق بك |
Mesele zihnini eğitmektir. | Open Subtitles | S تأليف "كينغ" بطل المستوى كيف أمتلك إرادة فولاذية بل يتعلق بتمرين عقلك. |
Mesele Annie. | Open Subtitles | بل يتعلق بـ آني |
Mesele artık sadece sen ve ben değiliz Gabe ve Tess ile JT de dahil olabilir. | Open Subtitles | الامر لايتعلق بنا بعد الآن (بل يتعلق بـ (جايب ويمكن أن يكون(جي تي) و(تيس) أيضاً |
Çocuğum, bu konu, Dünya ve Güneş yörüngeleri ile ilgili değil bu, insanın, cılız zekasını, Tanrının Görkemi karşısına rakip görmesidir. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بمدار الأرض والشمس، بل يتعلق بأعتراض الإنسان لعظمة الله. |
Bu olay benimle ilgili değil. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بيّ بل يتعلق بخيبة أملكِ |
Hayır. Bu seninle ilgili değil ya da seninle ya da seninle. Bu onunla ilgili. | Open Subtitles | كلا فهذا الأمر لايتعلق بكَ أو بها أو به بل يتعلق ب(هانك) |
Bu davayla ilgili değil ama bu Boone'nin yüzünü bozdu. | Open Subtitles | الأمر لم يكن يتعلق بالقضية، بل يتعلق بجعل (بون) يبدو سيئًا. |
Ama enerji kıtlığı ile yüzleşmek için hükümetleri yok sayamazsınız, kurumları yok sayamazsınız, büyük boyutta elektriği üreten, taşıyan ve kullanan aktörleri yok sayamazsınız, bir bakıma, konu gelişmek için enerji sağlamaya geldiğinde bu sadece teknolojik gelişmeler ile ilgili değil, yönetimin, kurumların ve daha geniş makro çevrenin geliştirilmesi için yavaş ve sıkı çalışmak. | TED | ولكن لمواجهة فقر الطاقة، لا يمكنك تجاهل الحكومات، ولا تجاهل المؤسسات، ولا يمكنك تجاهل العديد من المشاركين في صنع، ونقل واستخدام الكهرباء على نطاق واسع، وهي طريقة للقول إنه عندما يتعلق الأمر بتوفير الطاقة للنمو، الأمر لا يقتصر فقط على ابتكار التكنولوجيا، بل يتعلق بالعمل البطيء والشاق لتحسين الحوكمة والمؤسسات والبيئة الأوسع نطاقًا. |
Mutfak ile ilgili değil yani. Kız ile ilgili. | Open Subtitles | بل يتعلق بفتاة |
hayatım konu bebek değil, Önemli olan bebeğin senden olması. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بالأطفال بل يتعلق بإنجاب طفل منك |
Önemli olan neyi bildiğin değil, veya kimi tanıdığın. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بمقدار ما تعرفة بل يتعلق بمن تعرفة |
Bir şey anlatmaya çalışıyorum ama. Ufak olmanın hiçbir önemi yok. Önemli olan burada ne olduğudur. | Open Subtitles | إني أعطي وجهة نظر، رغم ذلك .الصغير لا يعني شيئاً، بل يتعلق هُنا |