Vurulan bölge kafatasının üst kısmında, genelde düşmeyle ilişkilendirdiğimiz kafanın arkasında değil. | Open Subtitles | والموقع هنا مرتفع على الجمجمة، ليس بمؤخرة الرأس والذي يمكننا ربطه بالسقوط |
Kafasının arkasında keskin olmayan bir aletten gelen sert bir darbeyle oluştuğu açıkça belli olan yaklaşık beş santim uzunluğunda bir kesik vardı. | Open Subtitles | كان هناك جرح غائر بطول بوصتان بمؤخرة رأسه والذي نجم من الواضح عن ضربة عنيفة من أداة حادة |
Sonra ilk hatırladığım, sağlık ekiplerinin beni sedyeye bağladığı ve ambulansın arkasına soktukları. | Open Subtitles | ثم فجأة أشعر برجال الإسعاف يضعونني على فراش متحرك و بمؤخرة سيارة إسعاف |
Ölüm sebebi, kafatasının arkasına aldığı darbeler gözüküyor ki olay yerinde bulunan kanlı golf sopası da bunu destekliyor. | Open Subtitles | سبب الوفاة ناجمة عن عدّة ضربات بمؤخرة الجمجمة تتطابق مع مضرب غولف ملطخ بالدماء تمّ العثور عليه بموقع الجريمة |
Tabii ki hoşlanıyorsun. Sıkı kıçlı havalı bir kız. | Open Subtitles | بالتاكيد انت كذلك انها انها فتاة رائعة بمؤخرة مثيرة |
Benim gibi kıçı olan kızlar senin gibi yüzü olan erkeklerle konuşmaz. | Open Subtitles | فتاة بمؤخرة مثل مؤخرة لا تتكلم مع فتى بوجه كوجهك |
İlk olacak olan şey, babam gelim hindinin kıçını sıkacak. | Open Subtitles | أول شىء سيفعله أبى هو أن يمسك بمؤخرة الديك الرومى |
- Danny, müzeye son gittiğinde heykelin kıçına sakız sıkıştırdığın için kovulmuştun. | Open Subtitles | داني , أخر مرة ذهبت للمتحف تم طردك للصقك للعكلة بمؤخرة التمثال |
Evet kafanın arkasından yani direksiyona vurmuş olmanın imkanı yok. | Open Subtitles | بمؤخرة رأسك , وهذا يعني أنك لم تضرب عجلة القيادة |
Adamın biri okulun yanında kamyonetinin arkasında pantolon satıyor. | Open Subtitles | كان هناك رجل يبيع السراويل بمؤخرة شاحنته قرب المدرسة |
Kafatasının arkasında vızıltı hissediyor musun? | Open Subtitles | ــ هل تشعر بذلك النتوء الذى بمؤخرة جمجمتك؟ |
O orospu çocuğuna Salı günü karavanın arkasında elinle sakso çekerek işe başlayabilirsin. | Open Subtitles | و يمكنك البدء بممارسة العادة السرية له بمؤخرة السيارة الفان يوم الثلاثاء |
Sizin de görebileceğiniz gibi kurban başının arkasına kesici bir aletle darbe almış. | Open Subtitles | كما يمكنكم أن تروا ، الضحية عانت من صدمة بسبب الإصطدام بمؤخرة الرأس |
Dikkatini çekmek istedim sadece. Ama nasılsa kafasının tam arkasına çarpıyor. | Open Subtitles | كنت أقصد استرعاء انتباهه فحسب، وبطريقة ما صدمته بمؤخرة رأسه تماماً |
Tüm yaşamını, bir kamyonetin arkasına sığdırabilmek inanılmaz. | Open Subtitles | من المدهش كيف للمرء وضع حياته بأكملها بمؤخرة شاحنة نقل |
Koca kıçlı Mary Magdalene'e hariç tabi.! | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر المؤخرات انا مغرم بمؤخرة مارى مجدلين |
İnsanın seninki gibi bir kıçı olursa, bir şey hissetmez ki. | Open Subtitles | إسمعي، بمؤخرة كمؤخرتك لن تشعري بشيء. |
Bi kız ve cüce de var.Harika, kız da eşeğin kıçını yalıyor | Open Subtitles | و هناك واحد مع القزم و ثم تحضر المرهم و تدخل رأسها بمؤخرة الحمار |
Annesi için, yüzü J. Edgar Hoover'ın kıçına benzeyen, pis ayyaş dedim. | Open Subtitles | بالبغيضة، الثملة، ذات الوجه الشبيه بمؤخرة ادجار هوفر |
Salonun arkasından 400 bin dolar geldi. | Open Subtitles | أربعمائة ألف دولار بمؤخرة الغرفة الكمان الآثرية الآن بـ400 ألف |
- Tatlı kız, biliyorum. - Müthiş götü var, adamım. | Open Subtitles | ـ إنها جميلة، أعلم ـ إنها تحظى بمؤخرة رائعة، يا رجل |
Tüm bu tavukları, kümesleri ve tüyleri derhâl arka ofise götürmeliyiz. | Open Subtitles | علينا ان نخرج هذه الدجاجات وهذه الاقفاص والريشات خارج بمؤخرة المكتب |
Arabanın arkasındaki kalkmaya çalışan Garfield çıkartması gibi hissettim. | Open Subtitles | حقيقةً لقد شعرت اني كالقط المتشبت بمؤخرة السيارة ويحاول الاّ يسقط |
Çok şanslısınız. Botun kıç tarafını sıyırmışsınız. | Open Subtitles | انتما محظوظان لأنكما اصطدتما بمؤخرة القارب |
Kimsenin yaşlı poposunu tutmam. | Open Subtitles | لن أمسك بمؤخرة مسنّة، أعني لن أمسك بأي مؤخرة |
Birkaç Alman hıyarı silahının dipçiği ile mağaranın duvarlarını yoklayacaktır. | Open Subtitles | هناك أحمق ألماني سيضرب على جانب هذا الكهف بمؤخرة بندقيته |
Evet, önce büyük kalçalarla başlar. | Open Subtitles | ومن المؤكد أن هذا سيبدأ بمؤخرة ضخمة, وبعدها |