ve başka bir dönüşüm üzerinde çalışıyoruz, yani mevcut Hirshhorn Müzesi'nde, burası Amerika'nın en çok saygı duyulan kamusal yerleşim alanı olan National Mall (Millî Park)'da bulunuyor. | TED | ونحن نعمل على تحويل آخر، ويتعلق ذلك بمتحف هيرشورن القائم والمتمركز في أكثر مكان عام مبجل في أمريكا، الناشونال مول. |
Şimdi sizi Wichita, Kansas'a götüreyim. Birkaç yıl önce, bu şehrin yanındaki bir alana bir bilim Müzesi yapmam istenmişti. | TED | ولذا فإنني سوف أخذكم إلى ويتشيتا بولاية كنساس، حيث طلب مني قبل عدة سنوات على القيام بمتحف للعلوم في موقع على النهر. |
Frances Larson: Eskiden Oxford'da Pitt Rivers Müzesi adlı bir müzede çalışıyordum. Bu müze, Güney Amerika'dan gelmiş kesik kafa sergisi ile ünlenmişti. | TED | فرانسس: كنت أعمل في متحف يعرف بمتحف بيت ريفرز في أكسفورد، و المشهور بعرضه للرؤوس المتقلصة من أمريكا الجنوبية. |
Şimdi müzede olmalıydı. Ama hepimiz sana hediye etmeyi kararlaştırdık. | Open Subtitles | يجب أن تكون بمتحف ولكننا إتفقنا جميعا على إعطائها لك. |
Bu kategoride Boston Sanat müzesinde pek birşey yok... ve olanların hiçbiri de 10 milyon dolardan fazla değil. | Open Subtitles | حسناً , ليس الكثير بمتحف بوسطن للفن يصنف هكذا ولا اى منها تتعدى قيمتها 10 مليون دولار |
Geceleri Müzeye bekçilik yapıyorum. Size birşey söyleyeyim.. | Open Subtitles | انا اعمل بمتحف تاريخ الطبيعه ودعوني اخبركم شيئاً... |
Pul müzesini bitirdiklerini duydum. Eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | سمعت أنهم أنهوا العمل بمتحف الطوابع البريدية ، يمكن أن يكون هذا ممتعاً |
New York Yeni Modern Müzesi’ndeki Ruhun Yansımaları sergisine hoş geldiniz. | Open Subtitles | أهلاً بكم في "إنعكاس الروح" بمتحف (نيويورك) الحديث |
Atalarımızdan, maymunsulardan biri bugün hâlâ hayatta olsaydı, Doğa Tarihi Müzesi'ni aramak yerine kaç kişi onunla arkadaş olurdu? | TED | إذا كان أحد أسلافنا على قيد الحياة في يومنا هذا، كم من الناس سيصادقونه بدلاً من الاتصال بمتحف التاريخ الطبيعي؟ |
En son fikirlerimizden biri de New York'daki Guggenheim Müzesi'nde gerçekte orada olmanın nasıl olabileceğini tadabilirsiniz. | TED | إحدى أفكارنا الحديثة كانت تتعلق بمتحف غوغنهايم في نيويورك، حيث تختبرون الإحساس والشعور الحقيقي كأنكم هناك. |
Kullandığınız lavabonun yanında durur. İlaç dolabı gibi değildir. Bir ecza Müzesi gibidir. | Open Subtitles | هي ليست حقاً خزانة أدوية، وإنما هي أشبه بمتحف للمراهم |
Sanırım buraya New York Sanat Müzesi diyorsunuz. | Open Subtitles | اعتقد انك تدعوه بمتحف نيويورك الجديد للفنون |
Modern Sanat Müzesi'ndeki işi bana verecekler galiba. | Open Subtitles | يبدو أنني حصلت على وظيفة كمحاضرة بمتحف الفن الحديث |
Belli ki birileri Uniondale Minyatür Müzesi'ni duymamış hiç. | Open Subtitles | على مايبدو ، شخصٌ ما لم يسمع بمتحف نيوندالي للمنمنمات |
"Ajaib-Gher'in karşısındaki tuğla platformu. harika bir ev, virgül yerliler ona Lahore Müzesi diyor." | Open Subtitles | الرصيف من الطابوق من أجل كبار السن "عجايب غير" بيت الإعجوبة، فاصلة كما يدعوه سكان البلدة بمتحف لاهور |
Az önce benden, Collier Müzesi Yönetim Kurulu'na katılmamı istediler. | Open Subtitles | لقد طلبوا مني للتو الانضمام الى مجلس الاداره " بمتحف " كولير |
Az önce benden, Collier Müzesi Yönetim Kurulu'na katılmamı istediler. | Open Subtitles | لقد طلبوا مني للتو الانضمام الى مجلس الاداره " بمتحف " كولير |
Ama cidden, sadece iki yıl önce tozlu bir müzede gece bekçisi olarak çalıştığın doğru değil mi? | Open Subtitles | لكن ألم يكن صحيحاً أنّك كنت حارساً ليلياً بمتحف منذ سنتين فقط؟ |
- müzede olmalıydı | Open Subtitles | أعتقد أنه ينبغي أن يكون بمتحف هذا ما أعتقده |
En son Musul müzesinde görülmüş. | Open Subtitles | آخر مرة شوهدت فيها كانت بمتحف بالوصل |
Araba müzesinde bir bağış toplantısı var o yüzden şık giyinmeniz gerekecek. | Open Subtitles | سيكون جامع الأموال بمتحف (فيتا) للسيارات عليكِ أن ترتدي زياً جميلاً زياً مثيراً |
Müzeye benziyor. | Open Subtitles | إنّه أشبه بمتحف |
Hey, Bluth, az önce Madrid'de bir sanat müzesini imha ettin. | Open Subtitles | أنت، (بلوث) لقد قمت بالإطاحة بمتحف في مدريد |
New York Yeni Modern Müzesi’ndeki Ruhun Yansımaları sergisine hoş geldiniz. | Open Subtitles | أهلاً بكم في "إنعكاس الروح" بمتحف (نيويورك) الحديث |