Genelde stajyerlerle özel konuşmalar yapmam. | Open Subtitles | لست أقوم بمحادثات خاصة في العادة مع المتدربات |
Kafanda benim bir şeyler yapmam için konuşmalar hayal ediyorsun. | Open Subtitles | وتهلوس بمحادثات معي ليكون لديك ما يشغلك. |
Mesela, kendisiyle fikir alışverişi ve hassas konuşmalar yapabileceğimiz ve hatta rol çalışabileceğimiz bir danışman veya güvenilir bir meslektaş bulabiliriz. | TED | مثلا يمكننا أن نجد استاذا أو صديق مقرب ممن يمكننا تبادل أفكار معهم أو حتى أن نحظى بمحادثات تظهر ضعفنا أو حتى القيام بتبادل الأدوار. |
Hepimiz harika sohbetler yaptık. | TED | كلنا قمنا بمحادثات سابقة مهمة. |
Kedilerle bile onunla olduğundan daha hoş sohbetler etmiştim. | Open Subtitles | لقد حظيت بمحادثات أكثر تحفيزاً مع القطط |
Buradayken beni ziyaret edersin. Birçok konu üzerinde sohbet edebiliriz. | Open Subtitles | عندما تكون هنا ستزورنى وسوف نقوم بمحادثات لمواضيع كثيرة. |
Ben meşgul bir adamım; ayrıca Bay Dickinson bana boşa çene çalmam için para vermiyor! | Open Subtitles | أنا رجل منشغل جداً، والسيد (ديكنسن) لا يدفع لي أجري لأقوم بمحادثات تافهة |
- Mantıklı konuşmalar yapıyor musunuz? | Open Subtitles | -هل تتعامل بمحادثات مكروهة معهم ؟ |
FBI, Rafi'yi tutukladı çünkü cep telefonuyla kimyasal bombalar hakkında konuşmalar yapılmıştı. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية إعتقلت (رافي) لأنّها ربطت هاتفه بمحادثات عن القنابل الكيميائية. |
Onun oğlu dinozor Barney ile çok uzun sohbetler Ediyormuş. | Open Subtitles | لديها ابن يقوم بمحادثات كبيرة عن (بارني) الديناصور. |
Doğru baba. Son zamanlarda biz epey sohbet ediyoruz, değil mi? | Open Subtitles | صحيح أبي لقد حظينا بمحادثات جيملة مؤخراً |
Ben meşgul bir adamım; ayrıca Bay Dickinson bana boşa çene çalmam için para vermiyor! | Open Subtitles | أنا رجل منشغل جداً، والسيد (ديكنسن) لا يدفع لي أجري لأقوم بمحادثات تافهة |