Moloch'un onun için planladığı rolü oynayacak, ve bunu kendi isteğiyle yapacak. | Open Subtitles | ستقوم بلعب الدور الذي قام بأختياره لها و ستقوم بذلك بمحض إرادتها |
Söylentilere göre de tamamen kendi isteğiyle. | Open Subtitles | إنها في طريقها إلي الآن بكل المقاييس، لقد جاءت إلي بمحض إرادتها |
Shanti Sabera'yı kendi isteğiyle bıraktı. | Open Subtitles | شانتي تركت المدرسة بمحض إرادتها. |
Böyle bir şeyi kendi rızasıyla yapmış olamaz. | Open Subtitles | أعلم أنها لن تفعل شيئاً كهذا بمحض إرادتها. |
Kendi özgür iradesiyle gitti. | Open Subtitles | لقد ذهبت بمحض إرادتها |
Guinevere'i uykudan uyandirdigim zaman kendi istegiyle Arianrhod Kazani'na girmek zorunda. | Open Subtitles | حينما أوقظ (جوينفير) من نومتها، فيجب أن تسير نحو بُحيرة (أرينرود) بمحض إرادتها. |
Yukarı kendi isteğiyle çıkmamıştır herhalde. | Open Subtitles | لا أفترض أنها صعدت هناك بمحض إرادتها |
kendi isteğiyle bırakabilirdi. Ona tavan arasındayken ne söyledin? | Open Subtitles | لعلّها غادرت بمحض إرادتها - ماذا قلت لها في العليّة؟ |
Jestinizi ve size verilen göreve olan bağlılığınızı takdir ediyorum fakat hiçbirinizin bu akşam buraya kendi isteğiyle gelmediğinin farkındayım. | Open Subtitles | برغم امتناني لهذه البادرة، وإخلاصكن للمهمة التي أوكلت إليكن فإنّي مدرك كليًا ألّا امرأة منكن جاءت هنا هذا المساء بمحض إرادتها. |
kendi isteğiyle yanındaymış gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو انها هناك بمحض إرادتها. |
Kız kendi isteğiyle gitti. | Open Subtitles | رقم غادرت من بمحض إرادتها. |
Asuna buraya kendi isteğiyle geldi! | Open Subtitles | (أسونا) جاءت إلى هنا بمحض إرادتها |
Atom altı bağlar birbirine denktir. Bu bağı onun kendi rızasıyla bozması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تكسر هي تلك العلاقة، أن تنسى بمحض إرادتها |
Kendi özgür iradesiyle kürtaj yaptırdı. | Open Subtitles | أجرت الإجهاض بمحض إرادتها |