Kimse buraya tesadüfen gelmez, kimse de tesadüfen çıkmaz. | Open Subtitles | لا أحد يدخل هذا المكان أو يغادره بمحض الصدفة |
Yoksa onu görmek için tesadüfen buraya gelmiş gibi mi davrandın? | Open Subtitles | أم أنك كنت تواعدها ثم تقابلتما بمحض الصدفة ؟ |
tesadüfen, ışıkta hareket eden bir bitkinin kısa videosunu gördüğümü hatırlıyorum ve beni hareket, ulaşma hakkında düşündürmüştü, bu tapınak ulaşabilirdi, tıpkı kutsallığa ulaşmak gibi. | TED | وأذكر أنني بمحض الصدفة شاهدت مقطع الفيديو القصير هذا لنبتة تتحرك في الضوء وجعلني أفكر في الحركية، والوصول، كيف أن هذا المعبد استطاع أن يبلغ مثل البلوغ إلى الآلهة. |
Bir dolandırıcının, hayır kurumunun başkanıyla evlenmesinin yanızca Tesadüf olduğuna inanmak zor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق ان فنانة احتيال تتزوج رئيس جمعية خيرية بمحض الصدفة |
"Canlılar Tesadüf sonucu ortaya çıkmış olamayacak kadar karmaşıktırlar; öyleyse birisi tarafından tasarlanmış olmalılar". | TED | الكائنات الحياة تتسم بكم هائل من التعقيد لتنشأ بمحض الصدفة.. لذا لا بد لها من صانع. |
Ben hep bunun kazayla olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أن في قمة الصفحة الثالثة هناك تمزق صغير اعتقدت دومًا أنه حصل بمحض الصدفة |
Özgür insanların hikayesi şans eseri değil bilerek ve isteyerek yazıldı. | Open Subtitles | فتاريخُ الرّجال الأحرار لم يُكتب بمحض الصدفة. بل بإختياراتِهم |
Müsaadenizle açıklayayım şifonyeri silmek için cep telefonunuzu kaldırmıştım yanlışlıkla kablosu çıktı. | Open Subtitles | إسمح لي أن أشرح أخذ هاتفك الخليوي لأنظف الخزانة و بمحض الصدفة قد فصل عن الشاحن |
Baban tesadüfen uluslar arası bir fotoğrafçı olmadı. | Open Subtitles | أبوك ليس مصورا دوليا بمحض الصدفة |
Hayır kendimi tesadüfen burada buldum. | Open Subtitles | لقد انتهى بي الأمر هنا بمحض الصدفة |
Bu tip şeyler tesadüfen olmaz. | Open Subtitles | اشياء كهذه لاتحدث بمحض الصدفة. |
Aslında tesadüfen rast geldik. Hurda arıyorduk-- | Open Subtitles | وجدناها بمحض الصدفة كنّا في مهمّة لجمع... |
tesadüfen oldu. | Open Subtitles | كله حدث بمحض الصدفة |
tesadüfen seçilmedin. | Open Subtitles | لم يكن اختيارك بمحض الصدفة |
Evet. tesadüfen. | Open Subtitles | لقد كان بمحض الصدفة. |
Onu buzdan kurtarmamız, gökyüzüne mesaj göndermesi ardından da Ateş Ulusu'nun gelmesi Tesadüf olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون ذلك بمحض الصدفة . أخرجناه من الجليد, ثم الضوء الذي ضرب السماء و الآن شعب النار هنا مع آلاتهم. |
Evet, bunu geçenki otopsiden hatırladım, ama tüm bunlar bana fazla Tesadüf geldi. | Open Subtitles | أجل أتذكر الوشم بالتشريح، لكنّ وجدت بمحض الصدفة أنّه أصغر بكثير |
Tesadüf olamaz. Belki de sizin kayıtlarınız yanlıştır. | Open Subtitles | يستحيل ان يكون هذا بمحض الصدفة . لابدا من وجود خطأ بالملفات |
Buraya kazayla geldik. Zamandaki bir çatlaktan düştük. | Open Subtitles | لقد جئنا هنا بمحض الصدفة سقطنا في شق في الزمن |
Benim balarılarının dünyasına çekilme nedenim tamamen şans eseri. | TED | لقد جذبني عالم نحل العسل بمحض الصدفة. |
Gerçekten buraya yanlışlıkla geldiğine inanmamı mı bekliyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقع مني حقاً بأن أصدق بأنك دخلت إلى هنا بمحض الصدفة ؟ |
Hoş bir rastlantı sonucu, elimizde bu geceki uydu haber ağımızı başlatacağımız muhteşem bir hikâye var. | Open Subtitles | بمحض الصدفة لدينا قصة مثالية وهى اطلاق قمرنا الصناعى الإخبارى الليلة |