Dördüncü sınıfta olabilecek en iyi eğitimi alabilmem için özel bir okula gitmem gerektiğine karar verdi. | TED | عندما كنت في الصف الرابع، قررت أمي أن ألتحق بمدرسة خاصة لأحصل على أفضل تعليم ممكن. |
Ve benim hayatımda çok önemli bir kişi, çünkü bana MIT'den ayrılıp sanat okuluna gitmemi söyleyen oydu. | TED | و كانت مهمة جدا في حياتي، هي من قالت لي أن أترك المعهد و ألتحق بمدرسة للفنون. |
Seni polis okulunda ilk gördüğüm zaman sendeki hırsı farkettim. | Open Subtitles | أتذكر أنّي رأيتك بمدرسة الشرطة لأول مرة. خلّتكَ طموحاً جداً. |
Özel okul ücretini karşılamak ve bir sürü çocuğu doyurmak oldukça zordur. | TED | وكان من الصعب جدا عليه توفير المال للتعليم بمدرسة خاصة و إطعام حشد كبير من أطفاله |
Aradan çok zaman geçti, şimdi yetişkin biriyim ve Hong Kong Harbour Okulu'nda Vatandaşlık Bilimi ve Yaratıcılık dersi veriyorum. | TED | ومع مرور الوقت، أنا بالغ الآن، وأُدرّس علوم المواطن والاختراع بمدرسة هونغ كونغ هاربر. |
Bayan Vernon-Williams, bugün okulda bir yetenek yarışması düzenlediğinizi duydum. | Open Subtitles | أيتها السيدة "فرنون-ويليامز"، سمعت أنك .تقيمين استعراضا للمواهب بمدرسة الرقي |
Marjory Stoneman Douglas Lisesi'nde tarih öğretmenliği yapıyorum. | TED | أنا أدرّس مادة التاريخ بمدرسة مارجوري ستونمان داغلاس الثانوية. |
Sonra annemin aklına bir fikir geldi. Sadece kızlara özel bir okula gitmeliydim çünkü onlar daha az ırkçıydılar. | TED | ثم كان لأمي هذه الفكرة البراقة أني لا بد أن ألتحق بمدرسة البنات لأنهن أقل عنصرية. |
Ve iletişimi, sosyal ilişkileri de son derece dramatik şekilde düzeldi, hatta normal bir okula yazdırıldı, aslında o bir kareket süperşampiyonu dahi oldu. | TED | وتواصله وتفاعله الإجتماعي تطور بشكل كبير جدا، فألتحق بمدرسة نظامية حتى أنه أصبح بطلا في لعبة الكاراتيه. |
okula başladım. Üç yıl gerideydim ama yetiştim. | Open Subtitles | ألحقوني بمدرسة حيث كنت متأخراً بثلاثة سنوات، ولكني تقدمت |
yanlışın doğru olduğunu nasıl kanıtlayacağını ve borcun, borç olmadığını öğrendiği, Sokrates'in yeni felsefe okuluna kaydolur. | TED | يلتحق البطل ستربسياديس بمدرسة سقراط الفلسفية الجديدة، حيث يتعلم كيف يثبت أن الخطأ صحيح وأن الدّين ليس دينًا. |
Ve bu sayede anladım ki bir tasarım okuluna gitmem gerekiyordu. | TED | بعدها . ادركت بان علي الالتحاق بمدرسة للتصاميم الفنية. |
Billy Elliot gibi olup tiyatro okuluna gitmek istiyordum. | TED | أريد أن أكون مثل بيلي إيليوت، وألتحق بمدرسة الرقص. |
Gidip bir katedral okulunda beşinci sınıfları okutabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني تدريس طلاب الصف الخامس بمدرسة الكاتدرائية. |
Ama Ruby'nin okulunda, benim "En yakışıklı baba" yarışmasına katılmama hiçbir şey dememiştin. | Open Subtitles | اووه انت لم يكن لديك اي مانع بادخالي الى مسابقة اوسم والد اللتي اقيمت بمدرسة روبي |
1 Kasım 2002'de okul müdiresi olarak ilk günümdü, ancak Philadelphia'daki okul sistemi içinde aslında ilk günüm değildi. | TED | كان 1 نوفمبر 2002 أول يوم لي كمديرة، ولكن للأسف أول يوم لي كان بمدرسة بمقاطعة فيلادلفيا |
Burada değil, sihirli okul de onlar değildir. | Open Subtitles | ليس هنا ، ليس بمدرسة السحر هم لا يراقبونا |
Bunu St Clete's Kız Okulu'nda yapmış olsaydın sana karanlıkta parlayan pembe bir göbek vermiştik. | Open Subtitles | لو فعلت هذا الشّيء بمدرسة سانت كليت للفتيات لتعرّضت لضربٍ تتوهّج له عيناك في قعر الظّلام |
Sen şeytan Magic Okulu'nda görünür gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قلت أنك رأيت المشعوذ يظهر بمدرسة السحر |
Yunanistan'daki özel bir okulda yarım dönem ve 10 yıl önce Havai'de bir koro dışında öğretmenlik yapmamışsınız. | Open Subtitles | بجانب فصل دراسي بمدرسة خاصة باليونان ودرستي لمدة سنة صف جوقة في هاواي منذ عشر سنوات |
okulda öğrencilerden ve çalışanlardan Richard'ın botlarını çalabilecek kişilerin listesini çıkardım,profille listeleri kıyasladım ve bunu buldum. | Open Subtitles | إنه حارس بمدرسة جيفرسون جمعت قائمة لكلّ منْ قد يكون سرق حذاء ريتشارد ثم عملت فهرس لكل مشتريات السجاد وجئت بهذا |
Harrison Lisesi'nde yaz tatiline sadece iki ay kaldı. | Open Subtitles | لم يبق سوى شهرين بمدرسة هاريون للبدء في العطلة الصيفية |
O prestijli bilim lisesine gidiyordu ki, sizler oraya gitmeyi hayal bile edemezsiniz. | Open Subtitles | لقد كانت ملتحقه بمدرسة العلوم الثانوية المرموقه و التي لا يمكن أن تحلموا بالإنضمام إليها |
Ama mankenlik ajansı, hemşirelik okulunun jüriyi etkileyeceğini söylüyor. Yardımsever olduğumu düşünecekler... | Open Subtitles | و لكن مستشار المهرجان قال لى أن لجنة التحكيم ستعتد بمدرسة التمريض |
Aksiyon okuluyla ilgilenirken dinlenmeyi unutma. | Open Subtitles | وخذي قسطآ من الراحة بينما تعتنين بمدرسة الأكشن |
dedim. Telefon defterini verdi, uçuş okulunu aradım, "Bir uçuşa çıkmak için rezervasyon yaptırmak istiyorum" deyip rezervasyon yaptım. | TED | ناولتني كتاب دليل أرقام الهواتف ، فاتصلت بمدرسة الطيران ، قمت بالحجز ، قلت أود أن أقوم بالحجز للخروج في رحلة طيران. |