Artık bana hiç vakit ayırmıyor. Hep ona yardım etmekle meşgul. | Open Subtitles | لم يعد لديه وقت لي بعد الأن انه مشغول جدا بمساعدتها |
Öleceğinden korkuyorum ve ona yardım etmeme izin vermeyeceği için kızgınım. | Open Subtitles | أنا خائف أن تموت وأنا غاضب لأنها لا تسمح لي بمساعدتها |
Madem öyle, sen git konuş, ona yardım et. | Open Subtitles | أذهبي أنتِ و تحدثي معها و قومي بمساعدتها |
Onun yardımıyla umarım üssü bulursunuz. | Open Subtitles | بمساعدتها كمرشدة لك ستعثر على الهدف فى لمح البصر |
Kadına yardım etmeye başladım ve yardım ettiğim için bana özel bir hediye vermek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لذا قمت بمساعدتها وأخبرتني انها تريد أن تعطيني هدية خاصه |
Eğer ona yardım edeceksem, önce onu anlamam gerekiyor. | Open Subtitles | إذا كنت سأقوم بمساعدتها , فيجب علي أولاً أن أفهمها |
Onu buraya getirdiğinizde ona yardım edeceğinize söz vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | ..يجب ان تعدني اذا جلبتها هنا , سنقوم بمساعدتها |
Belki ona yardım ettiğini ve muhtemelen yardım için sana geri geleceğini göz önüne al. | Open Subtitles | ربّما عليكِ أن تضعي في الإعتبار بأنكِ قمتِ بمساعدتها وقد تعود من أجل المساعدة ثانيةً |
ona yardım edersek bütün olayları arkamızda bıraktığımızın delili olacak. | Open Subtitles | ,إذا قمنا بمساعدتها سوف يُثبت و بشكل ملموس أننا قد وضعنا هذا الشيء كله وراءنا |
Söyleyemezdi. Sonra Bay Reddington kardeşi için ona yardım etti. | Open Subtitles | بعد أن قام السيد " ريدينجتون " بمساعدتها بشأن أخيها |
Sen ona yardım edersen, o da sana edecek tamam mı? | Open Subtitles | عليكِ ان تقومي بمساعدتها كي تقوم بمساعدتكِ ، حسنٌ ؟ |
Artık ona yardım edecek durumda değilsin. | Open Subtitles | أنت لست في موقع يسمح لك بمساعدتها بعد الآن |
Onun yardımıyla, Mutant sorununu kökünden çözebilirim. | Open Subtitles | بمساعدتها أستطيع إنهاء مشكلة المسوخ للأبد. |
Bu süre zarfında Onun yardımıyla bir milyonun üzerinde patlamamış kara mayınını çıkartmak ve yok etmek için organizasyonumuza para topladık. | Open Subtitles | في هذا الوقت و بمساعدتها, منظمتنا جمعت أموال لجمع و تدمير أكثر من مليون لغم لم ينفجر بعد |
Onun yardımıyla, küçük bir miktar geliştirilmiş Dargol üretip kan akışına karıştırdık. | Open Subtitles | بمساعدتها استطعنا أن نستخلص جزء بسيط من الدارجول المحسن ..و حقناة فى مجرى دمها . |
Hiç nazik değildi ona yardım etmeme müsaade etmiyordu. | Open Subtitles | هي لم تسمح لي بمساعدتها بأية حال |
Annem yardım etmeme izin verdi. | Open Subtitles | والدتي تسمح لي بمساعدتها بخبزه |
Avukat, savunduğu teröristlere yardım etmekle suçlanmıştı. | Open Subtitles | تلك القضية التي اتهمت فيها المحامية بمساعدتها للإرهابيين التي كانت تساعدهما |
- ona yardım etmeye başladım. | Open Subtitles | لذلك قمت بمساعدتها |