Bir gün gelip seni düşmanlarından korumak isterdim, onlara yardım etmek değil. | Open Subtitles | لقد أردت يوماً ما أن أعود لحمايتكِ من أعدائكِ وليس بمساعدتهم |
Benim ölmemi ve krallığın kaosa sürüklenmesini isteyen yardım etmek istiyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إن أقرانه يريدون رؤيتي ميتا و أنت تقومين بمساعدتهم. |
Ayrıca birisinin başı derde girince Onlara yardım etmeni de söylemiştik. | Open Subtitles | قلنا أيضاً أنه عندما يكون شخص ما في مأزق، نقوم بمساعدتهم. |
Oraya git ve Onlara yardım et! | Open Subtitles | اخرجوا من هنا و قوموا بمساعدتهم هيا , هيا |
(Kahkahalar) Fakat bir düşünün; benim sahip olduğum eğitim fırsatlarına sahip olmamış bu adamlar, ithaf ettikleri yardımlarıyla, hukukta yüksek lisans öğrencisi vasıfları elde etmemi sağladılar. | TED | (ضحك) ولكن لنفكر في الأمر. هؤلاء الرجال، الذين لم يكن لديهم الفرص التعليمية التي حظيت بها ساعدوني على الحصول على مؤهلات عليا في القانون بمساعدتهم المتفانية. |
Benim, Onlara yardım ederek kendi dertlerimi unutabileceğimi anlamamı sağladılar. | Open Subtitles | لقد جعلونى أدرك أننى بمساعدتهم يمكننى أن أنتصر على مشاكلى أنا الشخصية |
Onlara yardım etmek için bir şey yapacak mısın? | Open Subtitles | هل ستقوم بمساعدتهم بأي وسيله من الوسائل؟ |
Öyleyse belki gelecek hayatın insanlara yardım etmek içindir. | Open Subtitles | لذا يجب أن يكون مستقبلكِ منوطاً بمساعدتهم |
Mektuplarını okursan yardım etmek istersin. | Open Subtitles | إذا قرأت رسائلهم سترغب بمساعدتهم |
Benim, Onlara yardım ederek kendi dertlerimi unutabileceğimi anlamamı sağladılar. | Open Subtitles | ساعدوني وجلعوني أدرك أن بمساعدتهم أنسى مشاكلي الخاصة |
Gerçekten gidip Onlara yardım etmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا حقاً ينبغي أن أكون هناك لأقوم بمساعدتهم |
Onların tedaviyi bulmalarına yardım ederek kendine işkence ediyorsun. | Open Subtitles | إنّكَ تعذّب نفسكَ بمساعدتهم على إيجاد الترياق |