"بمسدسه" - Traduction Arabe en Turc

    • silahıyla
        
    • silahını
        
    • tabancasıyla
        
    Ama oteli terk edemeden biriyle karşılaştı ve o kişi onu kendi silahıyla vurdu. Open Subtitles ،لكن قبل أن يتمكن من الخروج من هناك أحدٌ ما يواجهُه ومن ثم .يطلق عليه بمسدسه
    Sonra onun silahıyla kraliyet bankasını soyacağız. Open Subtitles ثم سوف نسطو على بنك ملكي بمسدسه
    Beni silahıyla dövmeye başladı ona karşı direnmeyi kesmemi söylüyordu. Open Subtitles وبعدها بدأ يضربني بمسدسه ويقول لي توقف عن مقاومة الإعتقال- بحق السماء ماذا فعلت أنت؟
    Bu şahıs silahını size doğrultmuş size zorla böyle söyletiyor olabilir. Open Subtitles ربما يكون هذا الشخص يهددك بمسدسه و يجبرك على قول ذلك
    Eliyle ağzımı kapattı ve silahını, hissedebileceğim şekilde sırtıma dayadı... Open Subtitles وضع يديه على فمي ودفعني بقوة إلى أن احسست بمسدسه
    Sarhoş oldu. tabancasıyla oynadı. Kazara patladı. Open Subtitles لقد كان ثملاً، و لعب بمسدسه و أطلق النار صدفةً.
    İçki dükkanı sahibi kendi silahıyla vurulmuş. Open Subtitles عن مالك محل خمور اطلق النار عليه بمسدسه
    Kendi silahıyla oğlunun öldüğünü öğrenirse kahrolur ihtiyar. Open Subtitles إذا عرف أن إبنه مات بمسدسه سيتحطم
    Onu odasına kadar takip edip kendi silahıyla öldürdün. Open Subtitles تتعقبه إلى غرفته .ثم قتلته بمسدسه
    Umarım o uzay silahıyla beni vurmazsın. Open Subtitles أتمنى ألا يقوم بتصغيري بمسدسه الفضائي
    silahıyla bana ateş etmeye başladı. Open Subtitles فأخذ يلوح بمسدسه في وجهي
    Beni silahıyla dövmeye başladı... Open Subtitles وبعدها بدأ يضربني بمسدسه
    Dennis ona silahıyla epey vurdu. Open Subtitles دينيس ضربه عدة مرات بمسدسه
    silahıyla ilgileniyordu. Kendi kendini yaraladı. Open Subtitles كان يمسك بمسدسه وأصاب نفسه
    Gaspçı, adama silahıyla ateş etmiş. Open Subtitles ضربه السارق بمسدسه وركله
    Tek bildiğim, kapı açıktı, içeri girdik, sonra Mike silahıyla adamın kafasına vurdu. Open Subtitles كل ما أعرفه, فتح الباب, ودخلنا نحن, بعدها ضرب (مايك) الرجل بمسدسه.
    Kevin, onu durdurmaya çalıştı... ve hırsız silahıyla kafasının arkasına vurdu. Open Subtitles "،حاولَ (كيفن) إيقافه" واللصّ ضَربَه على" "،مؤخرة الرّأس بمسدسه
    Aylarca, bu adam onları taciz etmiş: Kapılarını çalarak, silahını birkaç kez sallayarak. TED لعدة أشهر هذا الرجل كان يزعجهم: يدق على بابهم، يظهر ويلوح بمسدسه في عده مناسبات.
    Mr. White silahını çıkarıyor, suratımın ortasına tutuyor ve bana bağırmaya başlıyor, "Orospu çocuğu, seni geberteceğim." Open Subtitles السيد وايت يلوح بمسدسه بوجهي يصفني بابن العاهرة ، ويتوعد بتفجيري
    Mr. White silahını çıkarıyor, suratımın ortasına tutuyor ve... bana bağırmaya başlıyor, "orospu çocuğu, seni geberteceğim" Open Subtitles السيد وايت يلوح بمسدسه بوجهي يصفني بابن العاهرة ، ويتوعد بتفجيري
    Dennis onu tabancasıyla dövdü. Open Subtitles دينيس ضربه عدة مرات بمسدسه
    Seni tabancasıyla vurdu. Bu yanlış. Open Subtitles لقد أطلق عليك بمسدسه ياصاح هذه غلطة!

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus