Küçük kalibreli bir silahla kafasına sıkıp sonra da arkamı dönüp gideceğim. | Open Subtitles | بمسدّس صغير وطلقة إلى الرأس، ومن ثمّ أرحل يتكرّر حدوث ذلك كثيراً |
Bu, dolu bir silahla oynamak gibidir. | Open Subtitles | إنـه يبدو وكأنّه يلهو بمسدّس محشوّ بالرصـاص |
Adam ilk seferinde... camdan haberi olduğu için 50 kalibrelik bir silahla geliyor. | Open Subtitles | رجل هاجمه لأول مرة بمسدّس 50 عيار لأنه يعلم بوجود زجاجٍ سميك |
Birini 14. yüzyıldan kalma bir kılıç diğerini ise çakmaklı tabancayla. | Open Subtitles | واحد بقرن رابع عشر السيف العريض، والآخرون بمسدّس flintlock. أوه. |
Bir tabancayla oynuyorlarmış. Bir arabanın geldiğini görmüşler. | Open Subtitles | كانوا يلعبون بمسدّس , رأوا سيّارة قادمة ... |
İş aramaya hep dolu silahla mı çıkarsın? | Open Subtitles | هل تذهب دوماً للبحث عن وظيفة بمسدّس محشو برصاص؟ |
Siobhan'ın çalıntı silahla birini öldürmesi, onları doğrudan Bridget'e yönlendirir. | Open Subtitles | لقد قتلت (شيفون) شخصاً بمسدّس مسروق، يمكن تعقبه إلى (بريدجيت). |
silahla yedi kişiyi öldürdüm. | Open Subtitles | لقد قتلتُ سبعة مرات بمسدّس |
silahla alakası yok. | Open Subtitles | لا شيء على صلة بمسدّس. |
Honkanen bu silahla öldürülmüştü. | Open Subtitles | -هونكانن) قُتل بمسدّس) |
Bu tabancayla vurulmak istemezsin. | Open Subtitles | لا تودّ أن تردى بمسدّس إشارات ضوئيّة |