Sen bu görünüşünle ve kibarlığınla, şık bir restoranda ya da lüks bir otelde çalışmalıydın. | Open Subtitles | رجلٌ بمظهرك الأنيق و سحرك لابد و أن يعمل في مطعمٍ فاخر أو في فندق فخم |
Eleştiri yapmıyorum ama bazen görünüşünle ilgili biraz alıngan oluyorsun. | Open Subtitles | ولكن بعض الأحيان يجب أن يكون لديك احساس بمظهرك ... حسناً ، هذا نقد |
- Hala Dyson'u oradan kurtarmaya gönüllü olduğun sürece dış görünüşün farketmez. | Open Subtitles | - لا أهتم بمظهرك طالما أنت راغبة في مساعدتي على تحرير دايسون |
Biz yeni bir görünüşüne hayranız. | Open Subtitles | و نحن معجبان كبيران بمظهرك الجديد |
seninle gurur-- gerçeğe dönelim şuanki görüntünle harika olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | أنا دعني أستوضح الأمر أنت سعيد بمظهرك الحالي؟ |
Giyiniş şeklinden anladığıma göre, nasıl göründüğün de hiç umurunda değil. | Open Subtitles | أرى من طريقة أختيارك للملابس أنكِ لا تهتمين بمظهرك البتة |
-Çıkmasın. görünüşünden memnunum. | Open Subtitles | لا أريدها ان تستعيد الحياة أنا سعيدة بمظهرك الحالي |
Eminim görünüşünüzle ilgili endişeniz yok. Sizi çok şık göstereceğim. Adımın Gina olduğunu söylemiş miydim? | Open Subtitles | أنت لا تعبثين بمظهرك وسأجعلك مثيرة جداً |
Çok mu kısayım... Michael, bunun dış görünüşünle hiç bir alakası yok. | Open Subtitles | ليس له علاقة بمظهرك حسناً؟ |
Michael, bunun dış görünüşünle hiç bir alakası yok. | Open Subtitles | ليس له علاقة بمظهرك حسناً؟ |
Dürüst olmak gerekirse, görünüşünle ilgili bir problemim yok. | Open Subtitles | لا أجد مشكلة بمظهرك في الواقع |
görünüşünle gurur duymalısın. | Open Subtitles | عليك أن تفخر قليلًا بمظهرك. |
Evet, görünüşün o kadar önemli değil. | Open Subtitles | نعم، لكن لا يتعلق الأمر كثيراً بمظهرك |
görünüşün üzerinde biraz önceliğim olduysa özür dilerim. | Open Subtitles | اعذرني ان كنت اعدل بمظهرك |
Benim Ignacio'm gibi bir adam bulmak istiyorsan dış görünüşüne biraz özen göstermelisin. | Open Subtitles | إذا أردتِ فتى مثل صديقى (إجناسيو) يجب أن تهتمى بمظهرك |
Bu yüzden dış görünüşüne dikkat et Danielle. | Open Subtitles | (إذاً اعتني بمظهرك جيداً (دانييل |
Sana o yüzden evlenme teklif ettim, ve bunun, görüntünle hiç alakası yoktu. | Open Subtitles | لهذا عرضت الزواج عليك ولم يكن للأمر علاقة بمظهرك |
Artık bu travesti görüntünle kafamı karıştıramayacaksın. | Open Subtitles | انت , لا مزيد من تحييرك لي بمظهرك الشبه انثوي |
Giyiniş şeklinden anladığıma göre, nasıl göründüğün de hiç umurunda değil. | Open Subtitles | أرى من طريقة أختيارك للملابس أنكِ لا تهتمين بمظهرك البتة |
Nasıl göründüğün umurunda değil. | Open Subtitles | انت لاتهتم بمظهرك |
Uygunsuz görünüşünden mi? | Open Subtitles | بمظهرك الغير لائق ؟ |
Tom, kendi görünüşünden tatmin olmuyorsan, bir gün, benimkinden de olmayacaksın. | Open Subtitles | (توم)، إذا لم تكن مقتنعاً بمظهرك ففي يوم ما لن تقتنع بمظهري -لا . |