En iyi senaryoda önemli duygusal olaylarla ilgili soru sorulanlar bilişsel röportaj ile bağlantılı olarak soruluyorlar. | TED | لذلك ففي أفضل السيناريوهات عندما يًسأل الناس عن الأحداث العاطفية المهمية فهم يُسألون بمقابلة معرفية. |
Şey kadınlarla röportaj yapmaktan erkeklerle yapmaktan daha çok hoşlanıyorum. | Open Subtitles | أنا استمتع بمقابلة النساء أكثر من الرجال |
Uzun süredir görüşme yapmamıştım ve doğru hazırladığıma emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لم أحظى بمقابلة منذ فترة وأريد أن أتأكد من أنها صحيحة |
Onun yerine elde ettiğim, bu Sherlock Holmes ile tanışmak için beklenmedik umumi istek oldu. | Open Subtitles | وبدلا من هذا, ماحصلت عليه هو خدمة المطالب العامة بمقابلة شارلوك هولمز هذا |
Biliyorsunuz, birkaç sene önce Danny Hillis ile tanışma fırsatım olmuştu. | TED | كما تعلمون, كنت محظوظ للغاية بمقابلة داني هيليز قبل عدة أعوام |
Hayattayken seninle röportaj yapmadıysam ölüyken de yapmam. | Open Subtitles | إن لم أسمح لك بمقابلة معى و أنا حي فمن المستحيل أن أسمح لك بها و أنا ميت |
Dinle, bir soy ağacı yapıyor. Bir akrabasıyla röportaj yapmalı. | Open Subtitles | إنها تقوم بعمل شجرة للعائلة يجب أن تقوم بمقابلة أحد الأقارب |
Bizimle röportaj yapabilir ve önce mahkemede şahitlik ederse gizlilik anlaşmasından kurtulup durumdan korunabilir. | Open Subtitles | حسنا إنه ربما يقوم بمقابلة معنا ونحن نؤمن أن شهادته لو ظهرت في سجل محكمة أولا ربما تحرره من اتفاقية السرية |
Ve senatörün sizinle röportaj yapmayı kabul ettiğine dair kayıt yok. | Open Subtitles | ولا سجلات اعتمادك فيما يتعلق بمقابلة عضو مجلس الشيوخ |
Olurdu ama röportaj sözüm var. | Open Subtitles | كنتُ لأفعل ذلك، لكني وعدتُ الصحفية بمقابلة |
Bu serinin bir parçasında, Jeff Speck adında gerçek bir şehir plancısı ile görüşme yapıyor. | TED | وكجزء من هذه السلسلة، قام في الواقع بمقابلة مخطط مدني حقيقي يدعى جيف سبيك |
Bir iyi haber daha. Toprak Kralı ile görüşme talebiniz işleme konulmuş. Ve yaklaşık bir ay içinde cevap alacaksınız. | Open Subtitles | ، إليكم أخبار سارة جاري معالجة طلبكم بمقابلة ملك الأرض |
Çıktığım adamla tanışmak istediğini söylemiştin. - Evet. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنكَ ترغب بمقابلة الرجل الذي أواعده |
Pekâlâ, beyler. Sonunda sizlerle tanışmak çok güzel. | Open Subtitles | حسناً ، يا رجال سعدت بمقابلة كليكما ، فى النهاية |
Tüm bu aileyle tanışma işini yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أرغب بأن أقوم بكل شيء متعلق بمقابلة الأباء. |
Gilroy'la görüşmeyi neden bu kadar istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لا اعلم لماذا انت مهتم بمقابلة هذا الشخص جلروي ؟ |
Büyük ihtimalle fotoğraftaki adamla buluşmak için. | Open Subtitles | من المحتمل لتقوم بمقابلة الشخص الذي في الصورة |
Kendime "Disney'den bilgisayar dizaynı yapan bir adamla tanışmayı istiyor muyum?" | TED | قلت: " هل أرغب حقاً بمقابلة شخص من ديزني يعمل في تصميم الحاسبات؟" |
Müthiş bir zaman kaybı olduğu için grafikçilerle görüşmeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | إن هذا تضييعٌ هائل للوقت, لذلك سأقوم بمقابلة مسئولي الرسومات. |
Hayır, ben prensle görüşecek kadar iyi giyinmedim. | Open Subtitles | كلا فأنا لم ألبس لباس لائق بمقابلة الأمير |
Tam şu an tanığımızla görüşüyor olmalıydık. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نقوم بمقابلة شاهدنا الأن |
Bize ne yapmamız gerektiğini anlatacak. Sonra emlak ajanslarıyla görüşmeye başlarız. | Open Subtitles | سيخبرنا بوضعنا, بعدها يمكننا البدء .بمقابلة وكلاء العقار |
Dün bütün gün mutlak adaylarla mülakat yaptım ama meğersem Bayan Kent'i işe almışsın çoktan. | Open Subtitles | أمضيت ليلة أمس بمقابلة مرشحين للعمل لأكتشف أنك وظفت السيدة كينت |
Ann ertesi gün geldi ve Chris ile ikinci bir mülakata girdi. | Open Subtitles | (آن) جاءت في اليوم التالي وقامت بمقابلة شخصية ثانيةً مع (كريس) |
Hughes, okul gazetesi için bir röportaja söz verdin. | Open Subtitles | هيوز لقد وعدت بمقابلة لصحيفة المدرسة سوف تكون بعض الظهر .. |
Hâlâ Wade'le birlikte olsaydınız, kesin yeni kız arkadaşıyla tanışmama izin vermesini sağlardın. | Open Subtitles | إذا كنتي أنت ووايد لازلتما معاً أنا أراهن بأنكي ستتأكدي من أنه سيسمح لي بمقابلة صديقته الجديده |