"بمهاجمة" - Traduction Arabe en Turc

• saldırdı
• saldırmaya
• saldırarak
• saldırmış
• saldırdın
• saldırı
• saldırıp
• saldırmaktan
• saldırıyor
• saldırmakla
• saldırma
• saldıran
• saldıracak
• saldırdılar
• saldırmasına

1792'de, Fransız Devrimi döneminde Parisli'ler saraya saldırdı ve kral ile kraliçeyi kaçmaya zorladı.
في 1792 أثناء الثورة الفرنسية قام غوغاء باريس بمهاجمة القصر و أجبروا الملك و الملكة على الهروب

Cesur göstericiler, demir çubuklarla ve taş atarak tanklara saldırdı.
بينما قام المتظاهرون الشجعان بمهاجمة الدبابات بالحجارة والقضبان الحديدية

Bence insan gezegenlerine saldırmaya devam edeceklerdi, ve şimdiye kadar bu galaksideki herkes ölmüş olacaktı.
أعتقد أن بوسعنا أن نقول أنهم كانوا سيواصلوا سياستهم بمهاجمة العوالم البشرية وحتى الآن الجميع في هذه المجرة سيكون ميتاً

Bu konuyla ilgili endişeni başkalarına saldırarak idare ediyorsun ama bir gün yeterli gelmeyecek ve o zaman kendine saldırabilirsin.
سستعاملين مع القلق محيطة بهذه الاشياء بمهاجمة الاخرين وفي يوم من الايام سيكون غير كافي

Billy'i taşıyan memurların arasında münakaşa çıkmış. Onlardan birisi ortağına saldırmış.
كان هناك تشاحن، الضابط قام بمهاجمة زميلته

Yani bir kaçağın hayatını kurtarmak için, diğer bir kaçağın lafıyla, direkt bir emre karşı gelip diplomatik bir araca saldırdın?
لقد خالفت أمر مباشر وقُمت بمهاجمة عملية نقل دبلوماسية بسبب حديث لهارب

Hepsinden önemlisi, yüksek ordu komutanlığı tarafından onaylanmadıkça hiçbir stratejik hedefe saldırı yapılmayacaktı.
وأكثرها كشفاً،لا يسمح بمهاجمة الأهداف ,الحرجة الأكثر الإستراتيجية مالم تستهل قِبل المسؤولين العاليينِ العسكريين

İki adam bir polis memuruna saldırıp silahını gasp edip, daha sonra araya girmeye çalışan genç bir doktoru yaraladılar.
الرجلان هاجمو ضابط الشرطه وقامو بسرقة سلاحه, ثم قامو بمهاجمة الطبيب الذى حاول إيقافهم.

Bu gördüğünüz adamın arkadaşı haksız yere Veliaht Prens'e saldırmaktan suçlanıyor.
هذا الرجل لديه صديق اُتهم زوراً بمهاجمة ولي العهد

Bu herifin kanına kendine enjekte ettiğinde kendi kanı ona saldırdı ve parçaladı.
وحين حقن دم صديقه في جسمه قام دمه بمهاجمة الدم الغريب وتدميره

Genç bir kıza saldırdı yani genç bir kız için deri topluyor.
بمهاجمة هذه الفتاة اعني ذلك يعني انه يجمع الجلد من اجل امرأة صغيرة

Tanrının orduları ülke çapında kürtaj kliniklerine ve doktorlara saldırdı.
جيش الرب قام بمهاجمة عيادات للإجهاض وأطباء عبر البلاد يقومون بها.

İnsanlara çevrimiçi saldırmaya ve dedikodularını yaymaya inanmıyorum.
لا اؤمن بمهاجمة الناس عبر الانترنت ونشر الشائعات

Mutasyona uğrayıp köpek formuna dönüşüyor tam bu noktada etrafındakilere saldırmaya başlıyor.
جميعها أصبحت مطابقة لتشكيل الذئاب حينها بدأت بمهاجمة من حولها

Amaçlarının en hassas üyelerimize saldırarak, topluluk sistemimizi bozmak olduğu aşikâr.
في محاولة واضحة لعرقلة نظام الفصائل بمهاجمة المتطوّعون الجدد الضعفاء.

Bu sabah bir avcıya saldırmış. Haberlere çıktı.
حيثُ قامَ بمهاجمة الصيادين بهذا اللصباح، فهو حديث جميع الأخبار.

Hamile bir kadına saldırdın, üç kaburgasını kırdın marketin otoparkında baygın bir hâlde yerde yatarken onu öldüresiye dövdün.
قُمت بمهاجمة إمرأة حِبلى كسرت ثلاثة من ضلوعها تعرضت لها بضرب مُبرح وتركتها مُغمى عليها في حالة سيئة

Avcı uçaklarının savunmakla görevli olduğu havaalanları ve radar istasyonlarına saldırı emri verdi.
لقد أعطى توجيهاته بمهاجمة محطات الرادار و قواعد المقاتلات و التى يتمحور أهتمام مركز قيادة المقاتلات البريطانيه فى الدفاع عنها

Sırf zenginliklerini elde edip, üzerinde hakkımız olmayan şeylere sahip olmak için bir köye saldırıp, liderlerini devirmeyeceğim, Nikos.
أنا لن أقوم بمهاجمة المدينة والنساء العزل ببساطة لأصيح غني و أن تطالب بشيء ليس لنا الحق بإمتلكه

Yanlış kişi Veliaht Prens'e saldırmaktan suçlanıyorsa bundan daha ciddi adli bir hata olamaz.
لو اُتهم الرجل الخاطئ بمهاجمة ولي العهد فسيكون ذلك سوء تطبيق بيّن للعدالة

Köpekbalığı bir ceset bulup saldırıyor ve sonra onunla birlikte karaya sürükleniyor.
أن سمكة قرش بمهاجمة جثة هامدة، ثم يغسل حتى البرية الحق بجانبه.

Amerika'yı hiç saldırmakla tehdit etmemiş bir ülke.
بمهاجمة الولايات المتحدة دولة لم تقم بقتل

Düzene şiddetle saldırma amacı taşıdığınız benim için son derece açık bir olgu.
من السهل أن تقوم عمداً بمهاجمة . القانون بهذا العنف

Buraya saldıran her kimse onlara çok ciddi zarar vermiş olmalı.
من قام بمهاجمة هذا المكان لابد من أنه قام بإيذائهم بشدة

Katil balinalar, bu foka saldıracak...
هذه الـ"أوركا" ستقوم بمهاجمة تلك الفُقمة..

16 Ekim'de, bir Japon nakil birliğine saldırdılar.
في السادس عشر من اكتوبر, قاموا بمهاجمة وحدة تنقلات يابانيه

Barışçı ve dengeleyici bir iblisin, dolu bir trene saldırmasına ne sebep olabilir?
ما ابذى يجعل شيطان مسالم بمهاجمة قطار ملىء بالركاب؟