"İçeri gel, Joey. Burası 30 yaş üstü kadınlarla dolu." | Open Subtitles | تعال هنا جوى يوجد لك مكان ملئ بنساء عمرهم 30 |
Hayır, sevdiğim. Lanet olası bir ekranda. Öldürdüğü ve parçalara ayırdığı kadınlarla birlikte. | Open Subtitles | لا، بل أحببته فعلاً، على شاشة لعينة، بمعرض مليء بنساء قتلهنّ وقطّعهن إرباً |
Çoğu erkek ama kadınlarla da tanıştım. | TED | معظمهم كانوا رجالًا، ولكنني أيضًا التقيت بنساء. |
Vanilyalı dondurma yerken yakalandığı için kırbaçlanan kadınlar gördüm ve onlarla tanıştım. | TED | و في الواقع رايت و التقيت بنساء قد تم جلدهن حينما قبضن و هن ياكلن ايس كريم بنكهة الفانيلا. |
Bu yolculuk beni İslamabad'a götürdü. Orada yüzleri erimiş kadınlar gördüm. | TED | لفد اخذتني هذه الرحلة الى اسلالم اباد حيث شهدت و التقيت بنساء قد ذابت وجوههن. |
Ve onu şişelerin içindeki yağı başka kadınlara enjekte ederken gördüm. | Open Subtitles | ليستخدم هذا الدهن ليحقنه بنساء أخريين لماذا لم تقولي شيئاً إذن إن ظننتي |
Diğer kadınlarla ilişkileri yüzünden eşinin kalbini nasıl kırdığını? | Open Subtitles | كيف كان يكسر قلوب زوجاته بعلاقاته بنساء اخريات |
Savunmasız kadınlarla tanışıp onları kazanarak bir daha aramayan hanzolar. | Open Subtitles | غبي يريد ان يلتقي بنساء ضعيفات يعاشرهم ولا يتصل بهم مره اخرى |
Bir deniz gezisinde son günlerini svetşörtlerine bir şeyler dikmiş orta yaşlı şişman kadınlarla geçirdi. | Open Subtitles | في الأيام الماضيه، كنت مُحاطه بنساء بدينات في منتصف العمر يلبسن ملابساً تم صنعها خصيصاً لهن |
Yani yalnız kadınlarla dolu bir bara gitmek istemiyorsun? | Open Subtitles | إذاً , ألن تجوب حانات مليئة بنساء وحيدات ؟ |
Ve daha fazla zevk arayışındaydım bu yüzden bunları gerçek kadınlarla arasında nasıl ilişki kuracağımı bile bilmiyorum artık. | Open Subtitles | ولقد كنت أسعى بشدة إلى الاشباع الجنسي و لم اعد قادراً على الإرتباط بنساء حقيقيات بعد الآن |
Otobüsler dizideki her repliği ezberlemiş kadınlarla dolu oluyor. | Open Subtitles | الباصات مليئة بنساء يعرفن كل جملة من كلة حلقة في المسلسل |
Etrafı giyinik kadınlarla çevrili çıplak erkekleri seyretme dürtüsü ve her çeşit uzun saç. | Open Subtitles | الكعب العالي, الرغبة لمشاهدة رجال عاريون محاطون بنساء مكسوون بالملابس وشعر طويل بكل شكل |
Kanunlarla ters düşen kadınlarla ilişkiye girmeye meyilli misin? | Open Subtitles | هل تميل للتعلق بنساء يخطئون مع القانون ؟ |
Orta yaşlı erkeklerin geleneksel yöntemlerle, stressiz bir biçimde kadınlarla tanıştığı sosyal bir kulüp. | Open Subtitles | هذا ناد اجتماعي، مكان حيث يلتقي به رجال في منتصف أعمارهم بنساء دون الشعور بقلق المواعدات التقليدية |
Batıda, hırslı kadınlar kendilerini başka kadınlarla kıyaslıyor ve odadaki en başarılı kadın olarak dikkat çekmeyi umuyor. | TED | في الغرب، يبدو وكأن النساء الطموحات غالباً ما يقارن أنفسهن بنساء أخريات على أمل أن ينظر لها على أنها المرأة الأكثر نجاحاً في الغرفة. |
O aptal egzersiz dersindeki kadınlar, çocuklarını büyüterek ve tam zamanlı bir işte çalışarak, oraya katılıyorlar. | Open Subtitles | حسناً، إن صف التمرين الصغير الغبي مليء بنساء يبذلن جهدهن ثلاث مرات في الإسبوع وكذلك تربية أطفالهن وشغل بوظيفة |
Burası bu gece garip bir şekilde çok uzun olan kadınlar tarafından basılmış. | Open Subtitles | هذا المكان مزدحم الليلة بنساء طويلات غريبات |
Umarım onunla yatan başka kadınlar da vardır ve bu kadınlar ilişkilerini açıklayıp ilginin ailenden başka bir yere kaymasını sağlarlar ama bu işin en kısa zamanda kapanması için öncelikle her şeyi itiraf etmen gerekiyor. | Open Subtitles | وربما يكون على علاقة بنساء أخريات سيتقدمن ويحكين قصتهن فتخفت الأضواء عن عائلتك. |
Beyaz kadınlara Kızılderili kadınlara yaptıklarını yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يفعلون بهن ما يفعلونه بنساء الهنود |