"بنفس اليوم" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı gün
        
    • aynı günde
        
    Hem seni, hem de babamı aynı gün kaybetmeyi kaldırabileceğimi sanmıyorum. Open Subtitles لا أعتقد بأنني أستطيع تحمل خسارتك ِ وخسارة والدي بنفس اليوم
    Öyleyse babasının öldüğü günle aynı gün doğanları öldürüyor. Open Subtitles إذن فقد كان يقتل الرجال الذين ولدوا بنفس اليوم إن والده مات
    Evet.1873,aynı gün kimin öleceğini oku. Open Subtitles أجل. إنه بنفس اليوم في 1873م، أقرئي مَنْ سيموت
    Aynen emlak krizi gibi olacak tek farkı, bunun her sektörü etkileyecek ve aynı günde aynı anda olacak olması. Open Subtitles تبدوا مثل إنهيار سوق العقار يعاد من جديد عدا أنه سيكون كل عمل كله بنفس اليوم والوقت
    4 kişi öldü, hepsi de aynı günde ! Open Subtitles أربع أشخاص ماتوا ، كلهم بنفس اليوم .
    aynı gün, eski erkek arkadaşım çağırdı ve akşam yemeği için ısrar etti. Tahmin et nereye götürdü beni. Open Subtitles بنفس اليوم إتصل بي صديقي القديم وأصر أن يدعوني الى وجبة العشاء, توقعوا أين دعاني ؟
    Uzuvları... muhtemelen aynı gün ya da takip eden diğer günlerde kesilmiş. Open Subtitles بتر بعض الاطراف من المحتمل انه بنفس اليوم او بعده بايام
    Uzuvları... muhtemelen aynı gün ya da takip eden diğer günlerde kesilmiş. Open Subtitles بتر بعض الاطراف من المحتمل انه بنفس اليوم او بعده بايام
    "aynı gün insanların o görüntüyü yakaladığını konuştuğu gün." Open Subtitles والذى اكتشفنا اننا بنفس اليوم الذي ألتقط الصور التى تكلم الناس عنها
    Ama ikimizde aynı gün mü kafayı yedik? Open Subtitles لكن أن نفقد كِلانا صوابنا بنفس اليوم ؟ .. أعني ..
    Çiçerkler, aynı gün ziyaretime geleceğin kadar güzel değildi. Open Subtitles الورود ليست جميله بذلك الحد لأعطاء زياره بنفس اليوم.
    ve çocuk aynı gün benim kzım gibi yetimhaneye gönderildi. Open Subtitles والفتى أرسل إلى نفس ملجأ الأيتام الذي أرسلت إليه أبنتي بنفس اليوم
    Bana iki gün ver. Babanın aynı gün gelmesi harika bir plan doğrusu. Open Subtitles وصول والدك والزيارة الرسمية بنفس اليوم تخطيط جيد
    Beni yaralayabilen iki adamla aynı gün karşılaşmak ne büyük bir rastlantı. Open Subtitles كم انا محظوظ كي اصادف رجلين يستطيعان جرحي بنفس اليوم
    Bu aniden ortaya çıkan sarışın kadın Tara ile minibüsteyse muhtemelen ikisini aynı gün kaçırdı. Open Subtitles إذن ان كانت تلك المراة الغامضة بالثياب الزرقاء كانت بالشاحنة مع تارا ذلك يعني ان الجاني غالبا خطفهما بنفس اليوم
    Farrah Fawcett'ın Michael Jackson'la aynı gün öldüğünü biliyor muydun? Open Subtitles هل تعلمين ان فرح فاوست توفيت بنفس اليوم الذي توفي فيه مايكل جاكسون
    İkisi de sekiz yıl önce aynı gün Georgetown'daki aynı kliniği ziyaret etmişler ve aynı doktora görünmüşler. Open Subtitles كلاهما زار نفس العيادة الطبية في جورج تاون بنفس اليوم قبل 8 سنوات وشوهدوا من قبل نفس الطبيب
    aynı gün mezarlığın çeşitli yerlerinde başka ceset parçaları da bulundu. Open Subtitles بنفس اليوم اكتشف المزيد من جُثث أُناس خلف المقابر بواسطة حارس المقابر
    Neyse, aynı günde hem sana hem de George'a hoşça kal diyemezdim. Open Subtitles على كلٍ, لا أعتقد أني كنت سأقدر على وداعكما أنت و (جورج) بنفس اليوم.
    aynı günde Baldwin'in adının geçtiği iki ön sayfa haberi mi? Open Subtitles صفحتان أماميتان كاملتان بنفس اليوم للسيدة (بالديون)؟
    Trish Winterman'la da seviştiğin aynı günde değil mi? Open Subtitles بنفس اليوم الذي مارست الجنس مع ( تريش وينترمن )

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus