Evrendeki en mankafa yaratık onu bir kadın olarak bile düşünmüyor. | Open Subtitles | اغبى رجل في العالم .هو لم يفكر بها على أنها انثى |
İşte bu yüzden telefonum hariç hiçbir yere bir şey yazmam. | Open Subtitles | لهذا السبب لم أعد أقم بها بإستثناء القيام بها على هاتفي |
Ne kadar güzel bir rutin, sizinle kendisinin ilgilenmesi için ısrar etmesi. | Open Subtitles | يالها من عادة جميلة، الطريقة التي يصر بها على الاهتمام بكِ بنفسه. |
Yaratıcı düşüncenin başkan yardımcısı sıfatıyla atandığın ilk görev olarak düşün bunu. | Open Subtitles | فكر بها على ان هذا واجبك الاول كنائب للرئيس عن الفكر الابداعي |
Ve bu haberi ona vererek, onu o hikayeden çıkartmış oldum. | Open Subtitles | وكان عليّ أن أغذيه يالأخبار التي يعمل بها على إقامة القصة. |
Anma törenini de iptal edecektik, ama bazı mezunlar yine de gideceklerini söylediler. | Open Subtitles | كنت سألغى الذكرى ايضا لكن البعض قالوا انهم سيقومون بها على اى حال |
Hayatında tam olarak istediğini alamadığın tek bir şey söyle. | Open Subtitles | اذكر لحظه بحياتك لم تحصل بها على ما اردته تحديداً |
bir daha anlatmayacağım, buz saçan orospuyu bu tünellerde kaybettik. | Open Subtitles | لايمكن اخبارك كم عدد المرات التي خسرنا بها على الانفاق |
Kasanın anahtarına ulaşmanın bir yolunu biliyorum ama... yardımına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | أعرف طريقة لنحصل بها على مفتاح الصندوق ولكني سأحتاج إلى مساعدتك |
Şimdi yaptığım bir araştırmaya göz atalım: bir fMRI tarayıcıda Caz. | TED | وسوف اقوم بعرض دراسة قمت بها على عازف جاز بواسطة جهاز الرنين المغناطيسي الوظيفي |
Ve onların Dünya'sındayken, çocuklar onlarla ekranda olduğundan çok farklı bir şekilde oynayabilir ve onlarla bir ilişki kurabilir. | TED | و عندما تكون في عالمهم يمكن ان يتصلوا بها و يلعبوا معها بطريقة تختلف كليا عن الطريقة التي لعبوا بها على الشاشة |
Onları kusur olarak görmekten çok eşsiz farklılıklar olarak görmeye çalış. | Open Subtitles | حسنا، فكر بها على أنها أقل عيوب والمزيد من الاختلافات الفريدة. |
Genel olarak, bu komik bir karikatür gibi, ama internet üzerinden yaptığım ankete bir bakalım. | TED | بشكل عام، ذلك يبدو كرتونا طريفا، ولكن دعونا ننظر على إحصائية قمت بها على الأنترنت. |
İnsanlık tarihinde bunu hiç yapmadığımız en zor şeylerden biri olacak ve biz bunu kesinlikle doğru bir şekilde yapmalıyız, ve önceliğimiz onu doğru yapmalıyız ve sadece denemeliyiz | TED | وهو واحد من أصعب الأشياء التي سنقوم بها في تاريخ البشرية، ويجب علينا القيام بها على أكمل وجه، ويجب القيام بذلك في المحاولة الوحيدة بين أيدينا، ومن المرة الأولى. |
Akreplere ve yılanlara hükmetmem için bana bu asayı vermiştin ama Tanrı onu Krallara hükmedecek bir değnek yaptı. | Open Subtitles | أنت أعطيتنى هذه العصا لأحكم بها العقارب و الثعابين لكن الله وضع بها مقدره لأحكم بها على الملوك |
Bunu yapmaları gerektiği sıklıkta yapmıyorlar, ama gene de yapıyorlar. | TED | صحيح انهم لا يقومون بذلك على النحو الملائم .. ولكنهم يقومون بها على الاقل |
Ben de onlara, DVD filmleri için yaptığım çeşitli açıklama bölümlerini içeren saatler dolusu ses kayıtlarımı gönderdim. | TED | لذا قمت بارسال العديد من الساعات لتسجيلات صوتي تتضمن العديد من ملفات التعليق التي قمت بها على افلام الديفي دي |