Onun öptüğü bir kız. Bir kadının sadece onu düşünecek bir erkeğe ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | المرأه تحتاج لأن تكون مع شخص يفكر بها فقط. |
Hadi ama belki sadece onu seviyordur. Biliyorsun, bazı erkekler yaşlı kadınlardan hoşlanır. Hadi... | Open Subtitles | ربما هو معجب بها فقط بعض الرجال يحبون النساء الكبيرات |
Lecter hakkında bir haber aldığını ve sadece seninle paylaşacağını söylüyor. | Open Subtitles | قال ان لديه معلومات جديدة بخصوصه وسيشاركك بها فقط |
Lecter hakkında bir haber aldığını ve sadece seninle paylaşacağını söylüyor. | Open Subtitles | قال ان لديه معلومات جديدة بخصوصه وسيشاركك بها فقط |
Film um urumda değil, Ben sadece onunla ilgileniy orum. | Open Subtitles | انا غير مهتم بالفيلم انا مهتم بها فقط |
- sadece onu sevdim. - Al bakalım. Hadi. | Open Subtitles | لقد كنت معجباً بها فقط هذا يكفى.هنا |
Çok güzel bir gelin. Ben sadece onu karşılamaya geldim. | Open Subtitles | إنني أرحب بها فقط |
Bu sana kalmış birşey. Ben sadece onunla ilgileniyorum. | Open Subtitles | انا غير مهتم بالفيلم انا مهتم بها فقط |
Dinle, sadece onunla ilgilen. Sonra biz seninle ilgileniriz. | Open Subtitles | أنظر ، اعتنى بها فقط وهى ستعتنى بك |