Bu garip, ama uzun süredir kendimi kimseye bu kadar yakın hissetmemiştim | Open Subtitles | الأمر غريب، لكن لم أشعر بهذا القرب من شخصٍ ما مند مدة. |
Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... | Open Subtitles | سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً |
Beyin sapına bu kadar yakın bir yere elektronik mikroçip yerleştirmek çok teh... | Open Subtitles | سيدي ، زراعة رقاقة إلكترونية بهذا القرب من جذع دماغها هذا خطر جداً |
Bilmem, sen bu kadar yakından gördüğüm ilk siyahsın. | Open Subtitles | لا أدري , أنت أول من أراه بهذا القرب من قبل |
Bir seri katile O kadar yakın olmak. Çok tuhaf olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه شعور غريب أن تكون بهذا القرب من قاتل متسلسل |
Biliyor musunuz arkadaşlar bir daha bu kadar yakın olmayacağız. | Open Subtitles | تعرفون يا رفاق. لم نكن بهذا القرب من قبل. |
Başkalarıyla bu kadar yakın yaşamak zordur. | Open Subtitles | انه صعب عندما يعيش الناس بهذا القرب من بعضهم البعض. |
Tükürükten korksaydım, bu kadar yakın konuşmazdım. | Open Subtitles | اوه،إن كنـت خائفةً من بصقـة لـن أقـف بهذا القرب عـندما تتكلـم. |
Ona bu kadar yakın olacağım ve kimse onu yakalatmak istemiyor. | Open Subtitles | سوف أكون بهذا القرب,ولا أحد يريدنى أن آخذه ؟ الـ إس دي |
Bilemiyorum Walter. Gece daha önce hiç bu kadar yakın gözükmemişti. | Open Subtitles | لا اعرف يا "والتر" الليل لم يبدو بهذا القرب من قبل |
Ne güzel değil mi? Masalarımız hiç bu kadar yakın olmamıştı. | Open Subtitles | هذا رائع، كُشكينا لم يكونا أبداً بهذا القرب |
Eğer Dünya güneşe bu kadar yakın olsaydı hepimiz ölürdük. | Open Subtitles | لو كان كوكب الأرض بهذا القرب للشمس لكنّا جميعاً في عداد الموتى |
Televizyonu bu kadar yakından izlemek, yanıp sönen ışıklar titremeyi yoğunlaştırır. | Open Subtitles | مشاهدة التلفزيون بهذا القرب يجعل الإيماض واللمعان أكثر حدّة، ما يمكن أن يسبّب النوبة |
Hiç bu kadar yakından bir ceset görmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم، لم أرى جثة شخص ما بهذا القرب من قبل |
Makineyi elinde tutmadan nasıl bu kadar yakından çekebilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك إلتقاط صورة بهذا القرب بدون حمل كاميرا؟ |
Homer, televizyona O kadar yakın oturmak iyi değil. | Open Subtitles | الجلوس بهذا القرب من التلفاز لا يمكن أن يكون مفيداً لك |
Ama en azından pişman olacağım bir şey yapmadım. Cücelerimi ona göstermeme ramak kalmıştı. | Open Subtitles | لكن على الأقل، لم أحرج نفسي، كنتُ بهذا القرب لأُريه تماثيلي.. |
Bana o kadar yakındı ki. Vücudunun sıcaklığını hissedebiliyordum. | Open Subtitles | لقد كانت بهذا القرب مني, كان بإمكاني أن أشعر بالحرارة تنبثق من جسدها |
Görüyor musun? Bu yakınlıktan, manzara gibi gözüküyorlar. | Open Subtitles | ترى, بهذا القرب تبدو كأنها صورة طبيعية |
Doğru olmayan bir şeyler var. Bu kadar yakına gelmek çok kolay. | Open Subtitles | هناك مشكلة ما كان سهل جدا أن نكون بهذا القرب |
Çünkü L.A.P.D diye bağırmama ve Kemp'in kafasına kurşun sıkmama şu kadar kalmıştı. | Open Subtitles | لاني كنت بهذا القرب لاصرخ "ق.ش.ل.أ" ووضع رصاصة في رأس كيمب |
- Saldırgan tembel çıktı. Cesedi bu kadar yakında bir yere bıraktığına göre. -Biliyor musun... | Open Subtitles | يبدوا أن مجرمنا أصابه الكسل يلقى بالجثة بهذا القرب |