Hayır, sadece... Bu kadar geç saatte kimseyi beklemiyordum. | Open Subtitles | كلا كنت لم أتوقع رؤيتك بهذا الوقت المتأخر |
Sen aradın, seni bu kadar geç saatte burada bulacağımı sanmazdım. | Open Subtitles | هو من إتصل بي ، لم أكن متأكدا أني سأجدك هنا بهذا الوقت المتأخر |
Yapmam gerekenler var. - Bu saatte mi? | Open Subtitles | سوف تذهبين بهذا الوقت المتأخر.. |
bu kadar geç vakitte ne yapıyorsunuz burada? | Open Subtitles | ما الذى تفعله هنا بهذا الوقت المتأخر ؟ |
Gecenin bu saatinde bu haberi getirmek için uğramadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّك لم تأتي إلى هنا بهذا الوقت المتأخر لتوصل النشرة الصحفية |
- Bu kadar geç saatte geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | -مرحباً . -شكراً على مجيئك بهذا الوقت المتأخر . |
Mevsimin bu kadar geç bir zamanında böyle kusursuz bir biçimde bulunmazlar pek. | Open Subtitles | لا تكون دائماً بهذا النضج الكامل ، بهذا الوقت المتأخر من الموسم. |
bu kadar geç vakitte ne yapıyorsun burada? | Open Subtitles | ما الذي تفعله هنا بهذا الوقت المتأخر ؟ |