Dünyadaki tüm liderler Bu işi yapmak zorunda. | TED | كل القادة في العالم يقومون بهذه المهمة. |
Ne yazık ki, Avrupa Bu işi düzenli bir şekilde yapamadığı için pek çok insan korkmuş durumda. | TED | ولكن للأسف، يشعر الكثير من الأشخاص بالرعب، فقط لأن أوروبا لم تكن قادرة على القيام بهذه المهمة بشكل صحيح. |
bu görevi üstlendim, çünkü doktorların uyguladığı bu yöntem insanlığı zehirli bir yola sokmaktadır. | TED | فأنا أقوم بهذه المهمة أيضاً لأن طريقة ممارسة الأطباء للطب مستمرة في تعزيز وجهة النظر الكاذبة والسامة للإنسانية. |
Bence -- Bence The 99 bu görevi yerine getirecek. | TED | واظن ان الابطال الـ 99 يمكنهم القيام بهذه المهمة |
Hayati önem taşıyan bu göreve sizi seçtim çünkü çocukken İsrail tanklarına attığınız her taş ıskaladı. | Open Subtitles | لقد اخترتك للقيام بهذه المهمة الحيوية لأن كل حجر رميته على الدبابات وأنت صغير،، قد غاب |
Hani bu görev için üç yıl doktora yapmış adam var ya. | Open Subtitles | كما تعلم ، خريج الطب الذي تدرب لثلاث سنوات للقيام بهذه المهمة |
bu iş için sizi yormamalıydılar. | Open Subtitles | شكرا لك. كان ينبغي عليهم ألا يكلفوك بهذه المهمة |
Bu sırada duymuşsunuzdur Anne ve ben bu görevde kızımızı kaybettik. | Open Subtitles | لذا في الوقت الحالي كما سمعتم أني وانا خسرنا ابنتنا بهذه المهمة |
Bu işi yapabileceğimi düşünüyorsan tabii. | Open Subtitles | إذا كنت تعتقد أننى يمكننى القيام بهذه المهمة |
Üzgünüm ama Bu işi yapamam ancak yapacak birilerini biliyorum. | Open Subtitles | آسفه لأني لن أكون قادرة على القيام بهذا العمل نيابة عنك بعد الآن لكنني أعرف أمرأة تستطيع القيام بهذه المهمة |
Söyle ona Bu işi yapmasına gerek yok. | Open Subtitles | قل لها أنها لا تحتاج إلى القيام بهذه المهمة. |
Bu işi yapmak istemiyorsan bırakabilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت لا تريد ان تقوم بهذه المهمة انت حر لكي تتركها |
Bu işi yaparsam, ortalıktan kaybolmam gerekir. | Open Subtitles | إذا قبلت بهذه المهمة يجب أن تختفى إلى الأبد الأبد |
Bu işi nasıl berbat edeceğiz? | Open Subtitles | أود أن أعرف لما أوكلتنا بهذه المهمة التافهة؟ |
bu görevi yapmaktan gurur duyuyor, ...Iraklıların canını okumak için sabırsızlanıyorsunuz. | Open Subtitles | و أنكم فخورزن بهذه المهمة و أنكم لا تطيقون الانتظار لكي تذبحوا هؤلاء العراقيين |
Madem öyle Stanley, Amerika'nın en ünlü ressamlarından birisini tanımadığın hâlde bu görevi neden sana verdiklerini bana söyleyebilir misin? | Open Subtitles | قل لي ستانلي، لماذا أوكلوك بهذه المهمة إذا لم تكن تعرف أحد أهم الرسامين في أمريكا؟ |
bu görevi bize verdiler. Umarım anlarsınız. | Open Subtitles | لقد تم ارسالنا للقيام بهذه المهمة أنا متأكد من أنك سوف تتفهمين الأمر. |
Cabal durdurulmak zorunda. Bu nedenle bir yüzyıldan daha önce bu göreve başladım. | Open Subtitles | علينا أن نوقف الكابول لهذا بدأت بهذه المهمة منذ أكثر من قرن من الزمن |
bu göreve inandığımı, ve geleceğimiz için vaat ettiklerine inandığımı şahsen söylemek için buraya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لأننى أريد أن أخبركم وجهاً لوجه بما أأومن به بهذه المهمة وما تعنيه لمستقبلنا |
bu görev için, bizi görevlendiriyorsun ama... | Open Subtitles | أنت تكلفنا القيام بهذه المهمة لكنك لا تريد ، لا تريد |
bu iş için mükemmel kişiyi biliyorum: | Open Subtitles | و عندي المرشح المثالي للقيام بهذه المهمة |
O kadar özel biriysen, belki öylesindir o zaman bu görevde başarılı olabilirsin. | Open Subtitles | الآن , إذا كنت فريدا من نوعك وربما أنت كذلك فعليك النجاح بهذه المهمة |