Çok sevinecek. Geçen sene babası panayırda bunu Onun için kazanmıştı. | Open Subtitles | سوف تكون سعيده فوالدها فاز به لأجلها بالاحتفال العام الماضي ؟ |
Ama şu anda Onun için yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | أنظري , أنا أسف لكن فعلا لا يوجد شيء بامكاني القيام به لأجلها حاليا. |
Ama Onun için yapabileceğin en iyi şey mümkün olduğunca çabuk yeni bir hayata başlamasına yardım etmek. | Open Subtitles | ولكن أفضل شيء يمكنك القيام به لأجلها هو مساعدتها لتبدأ حياة جديده في أقرب وقت ممكن - تعني . من دوني؟ |
Onun için yaptığın her şeye minnettarım. | Open Subtitles | أنا شاكرا لك على كل شي قمت به لأجلها . |
Nina Onun için yaptıklarının farkında değil. | Open Subtitles | نينا) ليست لديها أدني فكرة عما تقومين به لأجلها) |