Bayan Dalrymple, Trenton'un Gururu ile efsanevi Babasını nasıl kıyaslarsınız? | Open Subtitles | انسه دارليمبر .. كيف يقارن برايد بوالده الاسطورى |
Babasını tekrar görmeyi anlattı oradan ayrılmanın, yıllardır esir tutulduğu duygusal hapishaneden çıkmak gibi olduğunu anlattı. | Open Subtitles | و أخبرني بأنه إلتقى بوالده مجدداً و كيف أن مغادرته لذلك المكان بدت و كأنها هروب من سجن عاطفي كان محبوساً فيه لسنوات |
babasına gelince, o şirketin hesaplaşmaya çalıştığı bir ajan mı? | Open Subtitles | و الآن أعرف أن للأمر علاقة بوالده رجل أحمق عجوز تحاول أن تنتقم منه الشركة؟ |
Demek istediğim, annesine olanlardan sonra babasına bu şekilde bakması harika. | Open Subtitles | أعنى. إنه لشىء رائع ان يعتنى بوالده خصوصا بعد ما حدث لوالدته |
Bunun babasıyla ilgisi yok. | Open Subtitles | اذا لم يكن له علاقه بوالده فأكيد سيكون له علاقه بوالدته |
Bizim çocuklar, çocuğun babasıyla arasındaki şok edici gerçeği öğrendi. | Open Subtitles | كشف الفتى الحقيقة المفزعة أن علاقته سيئة بوالده |
Hak ettiğin şey torununa neden bir babası olmadığını açıklamak. | Open Subtitles | ما تستحقيه، هو أن تُفسري لحفيدكِ، لماذا لـم يحظي بوالده. |
Ve kimisi erkek arkadaşını, kimisi Babasını getirdi. | TED | وجاءت واحدة بصديقها، وآخر بوالده. |
- Babasını arayacağım. - Tamam. | Open Subtitles | . سوف إذهب لأتصل بوالده . حسناً |
Bu yüzden Babasını hatırlatan yerlere gidiyor. | Open Subtitles | لذا يهاجم الأماكن التي تذكّره بوالده |
Babasını umursamayan biri için hiç fena değil. | Open Subtitles | ليس سيئاً بالنسبة لشخص لا يهتم بوالده |
Babasını yanına çağırıp, demiş ki, "nasıl bir his olduğunu sanıyorsun" | Open Subtitles | اتصل بوالده يقول له " كيف برأيك شعور هذا " هذا ما كنت |
Hayır, yapacağı tek şey Babasını arayacak, ve saatine 500 dolar alan avukatlarla bize yaylım ateşi açacaklar. | Open Subtitles | لا, سوف يتصل بوالده... وسوف نواجه محامياً يتلقى أجراً 500 دولاراً بالساعة... في قضية لسنا متيقنين من أبعادها |
Troy, annesini çok genç yaşta kaybetmiş ve babasına da çok bağlıymış. | Open Subtitles | توفيت والدة تروي وهو طفل صغير وكانت صلته بوالده قويه |
Hasta babasına bakmak için Eastbourne'a gitmesi gerekti. | Open Subtitles | كان ضروريا له الذهاب الى ايستبورن للعناية بوالده المريض |
Bunu kendi babasına kim yapar? | Open Subtitles | اي نوع من الاشخاص الذي يفعل ذلك بوالده ؟ |
Çocukluğu, babasıyla olan ilişkisi havadayken bir düğmeye bastı ve bir oda dolusu çocuğu öldürdü. | Open Subtitles | طفولته, علاقته بوالده.. مروراً بـ عندما ضغط ذلك الزر و قضى على غرفة مليئة بالأطفال |
Ben bir erkeğim ve her erkeğin babasıyla bağ kurasını getiriyor. | Open Subtitles | انا رجل وهو يجعل كل رجل يريد ان يرتبط بوالده |
Neredeyse 36 saat önce bankadan serbest bırakılışını gördüğümüz babasıyla tekrar beraberler. | Open Subtitles | "والتمّ شمله بوالده" "والذي ظهر من المصرف قبل حوالي 36 ساعة، وكما نعلم جميعاً" |
Erkekse adını Jonny koymak istiyorum, babası gibi. | Open Subtitles | ان كان ولدا اريد ان اسميه جوني تيمنا بوالده |
Hasta babası için özel izin alması gerekti. | Open Subtitles | لقد اخذ اجراء شخصي بالرحيل ليهتم بوالده المريض |
Çocuğa gittikçe daha fazla kızacak, ve bu olduğunda, babasından daha kötü hale gelecek. | Open Subtitles | الجانى سيغضب اكثر و اكثر على هذا الفتى و عندما يفعل, سيزداد شبها بوالده |