"بوجهه" - Traduction Arabe en Turc

    • yüzüne
        
    • suratına
        
    • yüzünü
        
    • Yüzüyle
        
    • yüzünde
        
    • yüzü
        
    • suratını
        
    • suratında
        
    • suratıyla
        
    yüzüne vurdum, izi kolay kolay geçmez. Open Subtitles أنا غير متأكد ، ولكننى ضربته بوجهه علامة لن يتخلص منها سريعاً
    yüzüne vurdum, izi kolay kolay geçmez. Open Subtitles أنا غير متأكد ، ولكننى ضربته بوجهه علامة لن يتخلص منها سريعاً
    Göz çukurlarından fırlayan gözleri vardı suratına koala yapışmış gibi duruyordu, anlatabiliyor muyum? Open Subtitles كانت لديه هذه الأعين الصغيره الخرزيه وكأنه تم إلصاقهم بوجهه مثل الكوالا أتعلمين؟
    Şaşkınlığı geçmeden suratına sağlam bir oturttum." suratını tekmelemeye kafasını ezmeye başladım. Open Subtitles بعدها وجهتُ له لكمة غير متوقعة. عندما انحني، ركلتُه بوجهه ورأسه عدّة مرّات.
    Birisine baktığında, tüm vücuduyla dönerek yüzünü onlara çevirirdi. Open Subtitles كان إذا نظر الي الشخص إستدار بوجهه بالكامل تجاهه
    O herif de insanlara Yüzüyle beşlik çakıyor artık. Open Subtitles و اصبح ذلك الرجل يصافح الآخرين بوجهه الآن
    O, denizlere geri dönerek her sabah serin bir esintiyi, her öğleden sonra ise güneşi yüzünde hissetti. Open Subtitles من عاد للبحر ويشعر بالنسيم العليل كل صباح وبالشمس بوجهه كل عصر
    Eğer kurban ayağa kalkıp ceplerini boşalttı ve sonra da sahile gidip, yüzüne yüzüne vurduysa, bu çok garip bir elektrik çarpması olurdu, beni anlıyorsunuzdur, efendim. Open Subtitles كانت صعقة كهربائية غريبة لو أن ضحية قام وفرغ جيوبه ثم ذهب للشاطئ وضرب نفسه بوجهه
    Sadece yüzüne bakarak nasıl bilebildi bunu? Open Subtitles كيف يمكنه المعرفة من خلال النظر بوجهه فقط؟
    Yani Çavuş Bedford... kurumlu bir delikten çıktığı... sonra da bu çamurlu barakaların altında... yüzükoyun sürünmesinden dolayı... yüzüne kurum ve çamur bulaşmış olabilir. Open Subtitles إذن بما ان الرقيب بيدفورد قد تسلل من خلال فجوة يلطخها اثر السواد من الموقد و زحف بوجهه لأسفل تحت العنبر حيث الطين
    Ona gömlek aldım ve yüklü bir çeki yüzüne tuttum. Open Subtitles وأنا اجري حول المكان اشتري له قمصان واضع شيكي الكبير بوجهه
    Sonra tekrar Jenny'ye ve bir daha kendisine. Ve hayatında hiç yapmadığı kadar dikkatle kendi yüzüne baktı. Open Subtitles وعاد لينظر إلى وجهه, وأمعن النّظر بوجهه, بإهتمام شديد, أكثر ممّا فعل يوماً بحياته.
    Eğer her hafta bir küfe sebze almasa suratına tükürürdüm onun. Open Subtitles لولا شرائهِ منا الخضار كل أسبوع لبصقتُ بوجهه
    suratına yaptıklarından sonra, senin de bunu istediğini düşündüm. Open Subtitles نظراً لما فعلته بوجهه فيبدو أن هذا ما تريد أنت أيضاً
    Beni iyileştiriyor olmasaydı suratına geçirirdim bir tane. Open Subtitles لولا انه يعالجني ويجعلني أفضل كنت لكمته بوجهه
    yüzünü bu hâle balıkların getirdiğini düşünüyoruz. Open Subtitles والمفروض أن نعتقد أن الأسماك هي التي فعلت هذا بوجهه
    -Kimliğine bakmalıyız sanki kameraların nerde olduğunu biliyor yüzünü göstermiyor Open Subtitles على الأغلب يعرف مكان وجود الكاميرا انظر كيف يشيح بوجهه دائما بعيداً عن زاوية الكاميرا حتى لو عثرتم عليه
    Onu bize gelmesi için yemleyeceğim ve güzel yüzünü bir çukura atıp çürümeye bırakacağız. Open Subtitles سوف نستدرجه الى هنا وسوف نزجّ بوجهه اللطيف في حفرة ما هنا.
    O herif de insanlara Yüzüyle beşlik çakıyor artık. Open Subtitles و اصبح ذلك الرجل يصافح الآخرين بوجهه الآن
    yüzünde gerçekten kibrit çakabiliyor muydu? Open Subtitles هل كان بإمكانه حقيقة ان يشعل عود ثقاب بوجهه
    Bütün gün o adamın acayip yüzü aklıma gelip durdu... ve o tırnaklardan çıkan ses... Open Subtitles كل الأيام أراه دلك الرجل بوجهه المحروق وأسمع صوت أضافره
    Koç Taylor'dan çok cesur bir karar ama suratında patlıyor. Open Subtitles يا له من نداء عاصف من المدرب ولكن يا رجل هل انفجر ذلك بوجهه
    O ezilmiş suratıyla da uzaylıya benziyor. Open Subtitles يبدو كمخلوق فضائي بوجهه المسحوق هذا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus