"بوقت عصيب" - Traduction Arabe en Turc

    • zor zamanlar
        
    • Zor bir dönemden
        
    • zorluk
        
    • zor zamanlardan
        
    • zorlanıyorum
        
    • çok zor
        
    • zor anlar
        
    • zor bir süreçten
        
    • zor günler
        
    Bir kaç haftadır çok zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles إنه يمر بوقت عصيب جداً الإسبوعين الماضيين
    Bütün insanlar zor zamanlar geçirirler. Open Subtitles يقولون أن كل الناس يجب أن يمروا بوقت عصيب
    Bayağı karşılıklıydı, ama hala zor zamanlar geçiriyorum Open Subtitles لقد كنّا متفاهمين لكن كنّا نمر بوقت عصيب
    Onu yıllardır tanırım. İyi adamdır. - Sadece Zor bir dönemden geçiyor Open Subtitles إنه رائع، أنا أعرفه منذ سنوات، إنه يمر بوقت عصيب
    Ben de inanmakta zorluk çekiyorum ama ne gördüğümü biliyorum. Open Subtitles أمر بوقت عصيب ، لكي أصدق هذا انا أيضاً لكني أعرف ما رأيته
    zor zamanlardan geçiyordum ama artık daha iyi. Open Subtitles لقد كنت امر بوقت عصيب ولكن انا افضل الان
    Her neyse, bu durumda zorlanıyorum çünkü ben ona karşı koymuşum gibi hissediyorum. Open Subtitles لست مقتنعاً بأن هذا هو السبب وبطريقه أخرى إننى حظيت بوقت عصيب بسبب هذا لإننى أحسست بأننى أقف ضد رغبه الله
    Kendini terk edilmiş hissettiğini biliyorum, ama çok zor zamanlar atlattık ve ben önemli kararları, üzerlerinde en azından birkaç ay düşünmeden verecek adamlardan değilim. Open Subtitles أعلم أنك تشعرين و كأنه تم التخلي عنك و لكننا مررنا بوقت عصيب و حرج و أنا لست من النوع الذي يتخذ القرارات المهمة
    Bütün insanlar zor zamanlar geçirirler. Open Subtitles يقولون أن كل الناس يجب أن يمروا بوقت عصيب
    Biliyorum...biliyorum bu sana zor zamanlar yaşatıyor, ve-ve bu bebek olayı...açıkça kolay bir iş değil, ve bununla iyi baş ettiğini düşünüyorum. Open Subtitles , أعرف انكِ تمرين بوقت عصيب . . و الأمر مع الطفل , من الواضح انه ليس عملاً سهلاً
    Son günlerde zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles . انه فقط يمر بوقت عصيب في التعامل مع المجريات الاخيرة
    zor zamanlar geçirdiğini biliyordum, sana öyle davranmamalıydım. Open Subtitles علمت بأنك تمرين بوقت عصيب و لم يجدر بي فعل هذا
    O aile öldüğünden beri zor zamanlar geçiriyor. Open Subtitles إنها تمر بوقت عصيب منذ أن ماتت تلك العائلة
    Hangisi? - Kızım, Biliyorsun, annen zor zamanlar geçirdi. Open Subtitles والدتك تمرّ بوقت عصيب, إعتقدت أنّها وجدت إبنها, واتضح أنّ مجرّد محتال, ويالها من صدمة.
    Fark edemediysen diye söylüyorum bu aile Zor bir dönemden geçiyor ve sen her şeyi çok daha zor yapıyorsun. Open Subtitles هل لاحظت أن هذه العائلة تمر بوقت عصيب و أنت تجعل الامور أسوا بكثير
    Esther, çok Zor bir dönemden geçen oldukça utangaç ve çekingen bir kızcağız. Open Subtitles إستر خجولة جداً،بالإضافة إلى أنها فتاةٌ صغيرةٌ حساسةٌ تمرٌ بوقت عصيب
    Biliyorsunuz bu kitabı yazarken zorluk çekiyorum. Open Subtitles أتعلمين ، أمرّ بوقت عصيب بكتابة ذلك الكتاب، و ثمّة شيئاً وقع بالكتاب الأول.
    Bize zorluk çıkaracak tabii. Open Subtitles اعني إنها في الـ14 من عمرها ستجعلنا نمر بوقت عصيب
    Kocam testler yaptırıyor ve, zor zamanlardan geçiyoruz... Open Subtitles زوجي يجري فحوصات و هو يمر بوقت عصيب
    Düşüncelerini takip etmekte zorlanıyorum. Open Subtitles حسناً, أنظر, مررت بوقت عصيب فعلاً, لأتتبع تفكيرك
    Hepimiz çok zor günler geçirdiğini ve ikinizi de çok özlediğini biliyorduk. Open Subtitles كلنا نعرف انه كان يمر بوقت عصيب جداً و كان يفتقدكم جداً
    Viyana'daki şefimiz bıraktığın bilgiyi almış. Raporunu okudum. Elçilikte zor anlar yaşadığın için üzgünüm. Open Subtitles لقد قرأت استجوابك أنا آسف لقد مررتى بوقت عصيب
    Şu an oldukça zor bir süreçten geçiyor, babası onun için çok endişeleniyor. Open Subtitles إنهُ يمضي بوقت عصيب وأباه قلق بشأنه كثيراً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus