- Bu saatte geldiğimiz için özür dileriz. - Önemli değil. | Open Subtitles | نأسف لقدومنا بوقت متأخر لا بأس |
Merhaba, Bu saatte aradığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لاتصالي بوقت متأخر |
Bu kadar geç saatte aradığım için özür dilerim ama yarın sabah seninle görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | أسفة على الإتصال بوقت متأخر لكن من الضروري أن أجتمع معكِ في الصباح |
Önemli müşterilerimizden biriyle geç saatte toplantımız vardı. | Open Subtitles | لقد ذهبنا لعشاء بوقت متأخر, مع أحد كبار عملائنا. |
Analiz geleneksel olarak çok geç öğretilir. | TED | ان الحل الرياضي .. وتعلم الرياضيات يعلم اليوم بوقت متأخر .. |
Arayanlara dönüp de ulaşamamak için bu saate kadar çalışıyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعملين بوقت متأخر كهذا فيمكنك ترك رسالة صوتية لمن اتصل بك بدون التحدث إليه |
Şimdi çıkarsan, gece geç saatlerde burada olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تكون تحرك الآن، يمكنك أن تكون هنا بوقت متأخر من هذه الليلة |
Bu saatte çalışıyor musun? | Open Subtitles | هل تعمل بوقت متأخر |
Bu saatte geldiğim için kusura bakma. | Open Subtitles | أعتذر عن مجيئي بوقت متأخر. |
Bu saatte uğradığım için tekrardan özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف على المرور بوقت متأخر |
Bu saatte kiminle mesajlaşıyorsun? | Open Subtitles | من تراسلين بوقت متأخر هكذا |
Ben küçükken bir gece geç saatte babamın mutfaktan gelen sesini duydum. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة , سمعت والدي يتحدث من المطبخ بوقت متأخر في الليل |
Ve kurbanın cesedinin gece geç saatte taşındığına inanıyoruz. | Open Subtitles | ولدينا سبب للإعتقاد أن جثة الضحية تم نقلها بوقت متأخر مساءًا |
Söyleyin, ...Bay Reedburn, dün akşam geç saatte ziyaretçi bekliyor muydu? | Open Subtitles | أخبرني هل كان السيد "ريدبورن" يتوقع مجئ أي زائر بوقت متأخر من الليلة الماضية ؟ |
Genellikle çok geç geliyor. | Open Subtitles | إنها تدخل بوقت متأخر أحيانًا متأخر جدًا، متأخر جدًا بالفعل |
Lester, geç saate kadar çalışıyorsun. | Open Subtitles | (ليستر)؟ هل تعمل بوقت متأخر |
Hayır, demek istediğim neden Bu kadar geç bir vakitte Şartları değiştiriyorlar? | Open Subtitles | كلاّ، أعني، لمَ يغيّرون الشروط بوقت متأخر في اللعبة؟ |
Dün gece geç saatlerde manastırın duvarına tırmandınız. | Open Subtitles | بوقت متأخر من مساء أمس، تسلقت جدران ديرِنا |