| New York Times'a kazandırdığı Pulitzer Ödülü'nden dolayı tanıyabilirsiniz. | TED | المراسل الحائز على جائزة بوليتزر من صحيفة نيويورك تايمز. |
| Söylesene dostum, Pulitzer ödülü aldığını biliyorum, ama bütün şu evrim zırvalıklarına artık inanmıyorsun değil mi? | Open Subtitles | قل لي شيئا، فتى جيم فقط بيني وبينك أنا أعلم أنك نلت واحدة من جوائز بوليتزر لكنك لا تصدق حقا |
| Ve Pulitzer ödüllü Jim Lefferts tarafından yazıldı. | Open Subtitles | وبقلم جيم ليفرتس الحائز على جائزة بوليتزر |
| Yoksa Pulitzer Ödülü benimdi. | Open Subtitles | لقد إنفطر قلبي.لأن تلك الشرائح كانت ستربحني جائزة بوليتزر |
| Schanberg'e, Pulitzer ödülü, bana ise kolera verdiler. | Open Subtitles | كنت اخر صحفي اخرج من هناك شامبرج حصل علي جائزة بوليتزر |
| Bir grup hain şempanze Pulitzer ödüllü şair Lester Charles'ı kaçırdı. | Open Subtitles | إختطفَ الشاعر ليستر تشارلز الفائز بجائزة بوليتزر |
| O ve amcam Carl Pulitzer Ödülüne sahiptirler. | Open Subtitles | إذن هو والدك أجل، هو مع عمي قد فازا بجائزة بوليتزر الأدبية |
| Bay Sherman, sanırım iki tane Pulitzer Ödülü'nüz varmış. | Open Subtitles | سيد شيرمان، على مافهمت لديك جائزتين بوليتزر |
| Pulitzer kazanmış magazin gazetecisi var mı? | Open Subtitles | هل صحفي صحيفة شعبية رَبحَ بوليتزر أبداً؟ |
| Bu beni Pulitzer ödülüne götürürdü. | Open Subtitles | الذي كَانَ سَيَضِعُني على مسارِ بوليتزر. |
| Kolsuz şeyler giyen biri asla Pulitzer kazanamaz. | Open Subtitles | لا أحد الذين ذهبوا بلا أكمام من أي وقت مضى على جائزة بوليتزر. |
| Pulitzer ödüllü Eugene Emory ile konuşmuş. | Open Subtitles | تَكلّمتْ مع يوجين إموري، الفائز بجائزة بوليتزر. |
| Parasını cebimden vererek bastırdığım... tek bir kitabım olduğu hâlde Pulitzer Ödülü'nü hak ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | اشعر باننى نلت جائزة بوليتزر و بالرغم من ذلك , انا نشرت كتاب واحد دفعت انا تكاليفه |
| Kurgu dalında Pulitzer'i kazandığında Mickey için bir parti vermeyi planlıyorum. | Open Subtitles | أنا أخطط لإقامة حفلة لميكي عندما يربج جائزة بوليتزر للقصة.. |
| 1964'te Pulitzer Ödülü'nü kazandı ve 1986'da New York'ta öldü. | Open Subtitles | فاز بجائزة بوليتزر في 1964، ومات في "نيويورك" في 1986. |
| 2009 Pulitzer adaylarından biriydim. | Open Subtitles | لقد كنت ضمن اللائحة النهائية لجائزة بوليتزر في ال٢٠٠٩. |
| Bu, büyük bir hikaye, Pulitzer ödülünü kazanacak. | Open Subtitles | انها قصة رائعة, أنا فقط تحصل على جائزة بوليتزر لها. |
| Joseph Pulitzer'le William Randolph Hearst'ın arasındaki rekabet zirvedeyken her ikisine de eşlik eden karikatür karakterlerinin adı Sarı Çocuk'tu. | Open Subtitles | مؤخره فى ذروه التنافس بين جوزيف بوليتزر و ويليام راندولف هيرست، |
| Dünyaca ünlü bir foto muhabiri, iki kez Pulitzer kazandı. | Open Subtitles | هو المصور الصحفي المشهور عالميا فاز مرتين بجائزة بوليتزر هل هذا يعني |
| Anlaşmaya otopsi yap kadavranın içinde Pulitzer'ini bulacaksın. | Open Subtitles | اجري تحليل للصفقة وستجد جائزة بوليتزر داخلها |
| Plutzeri kazandığında bu küçük insanları unutma. | Open Subtitles | وعندما تربحين جائزة بوليتزر لاتنسيالناسالصغيرة! |