Evet, efendim. Alaska Ulusal Muhafızlar'dan Albay Scott Boyer. | Open Subtitles | سيدتي الكولونيل بوير من الحرس الوطني |
Albay Boyer ve Kelly Meyers birbirine aşık oldu. | Open Subtitles | وقع الكولونيل بوير وكيلي مايرز في الحب |
Ben Billy Boyer, ve bu "Güncel Amerika." | Open Subtitles | بيلي بوير من برنامج مستجدات أمريكا |
Alice Alquist'le bağlantısı olan bir Sergis Bauer vardı. | Open Subtitles | لقد كان هناك سيجس بوير وكان له صلة بأليس اليكويست |
Sergis Bauer'in Prag'da yaşayan bir karısı var. | Open Subtitles | فأن الرجل المدعو سيرجس بوير لديه زوجة تعيش فى براغ الآن, |
Boer Savaşı'nda çarpışan her erkeğe bunlardan verildi. | Open Subtitles | كل رجل حارب في حرب الـ (بوير) حصل على واحدة |
Stevie Boyer, Mary Barnett'e yüzük verdi. | Open Subtitles | "ستيف بوير" اعطي خاتما ل.."ماري بارنيت" |
Üçüncü bölgede koştururken Clete Boyer'a çarptı. | Open Subtitles | يتعرقل عند القاعدة الثالثة ويسقط على (كليتي بوير) |
Üçüncü bölgede koştururken Clete Boyer'a çarptı. | Open Subtitles | يتعرقل عند القاعدة الثالثة ويسقط على (كليتي بوير) |
Rehine pazarlıkçıları Boyer'a telefonu açtırdılar ve daha sonra tek talebi olan 10 bin doları da çabucak hazır ettiler. | Open Subtitles | تحدّث المُتفاوضين إلى السيّد (بوير) عبر الهاتف، وعرفوا أيضاً مطلبه الوحيد، و هو تسليمه 10 آلاف دولار نقداً. |
Boyer Savaşı sırasında bir Hollandalıyla Güney Afrika'ya gitmiştim bir keresinde. | Open Subtitles | انا مرة سافرت الى الحدود الجنوبية الى افريقيا مع هولندي خلال (حرب (بوير |
O da, Boyer'ler gibi kiracıları kaçırmak ve konağın efsanesini büyütmek için gizli geçidi kullandı çünkü kimsenin orada kalmasını istemiyordu. | Open Subtitles | لذا فإنّه إستخدم ذلك الممرّ لإخافة المستأجرين مثل عائلة (بوير)، وتضحيم أسطورة الشقة بحيث لا يرغب أحد بالعيش هناك. |
Tamam. Bitir, Boyer. | Open Subtitles | جيد أكمل حتى النهاية يا بوير |
- Günaydın Albay Boyer. Buradan. - Teşekkürler. | Open Subtitles | صباح الخير يا عميد بوير . |
O'Malley, tomografi için Boyer'ı hazırla. | Open Subtitles | (هيأ (بوير) للأشعة المقطعية يا (أومايلي |
Bay Boyer, bu gazete benim her şeyim. | Open Subtitles | سيد (بوير)، هذه الصحيفة تعني كل شئ لي |
Sahip olduğum her şey bu, Bay Boyer. | Open Subtitles | ! (انها كل شئ املكه، سيد (بوير |
O zaman Sergis Bauer'le yürüdüğünü bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن اعلم وقتها انها كانت تسير مع سيرجس بوير |
- Sergis Bauer'den geliyordu. - O neydi? | Open Subtitles | ولقد كان من سيرجس بوير ما كان هذا ؟ |
Kocanız ve Sergis Bauer aynı kişi. | Open Subtitles | ان زوجك و سيرجس بوير هما نفس الشخص |
Elimi Transvaal'de kaybettim. Boer bir keskin nişancı tarafından. | Open Subtitles | لقد فقدتها في (ترانسفال) في قنص جماعة الـ"بوير" |