Kimilerinin "perili" dediği türden meşum, eski bir ev... adımlanmayı bekleyen keşfedilmemiş topraklar gibidir. | Open Subtitles | بيت قديم و شرير بعض الناس يقولون انة مسكون مثل البلاد المجهولة تنتظر من يكتشفها |
Aksesuarlar çok iyi ama bu sadece eski bir ev. | Open Subtitles | إنّ الاساسيات رائعة، لكن هذا مجرد بيت قديم |
Biliyorum, bu eski bir ev buraya para harcamaya değmez ama ne olacak ki? | Open Subtitles | أنا أعلم أنه بيت قديم ليس من الحكمة صرف أي مال عليه لكن لا يهم |
Annem bunu Shadowbrook Yolundaki eski bir evde bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | امي قالت بأنهم وجدوها في بيت قديم على طريق شادوبروك |
Bu adam muhtemelen bakımsız ve eski bir evde yaşıyor. | Open Subtitles | على الأرجح أن هذا الرجل يعيش في بيت قديم وفقير |
Burası çok eski bir ev, herşey gıcırdıyor. | Open Subtitles | هذا بيت قديم جداً. الأشياء بتَصْرُّصر. |
eski bir ev, bir çiftlik ve faturalar. | Open Subtitles | بيت قديم ، مزرعة قديمة ، فواتير جديدة |
Hanımefendi burası çok eski bir ev. | Open Subtitles | سيدتي ، هذا بيت قديم جدا |
Yeni evimiz, eski bir ev. | Open Subtitles | بيتنا الجديد بيت قديم |
eski bir ev. | Open Subtitles | انه بيت قديم |
Senin de bildiğin gibi, New York'ta, oldukça eski bir evde yaşıyorum... | Open Subtitles | وكما تعلم أنا أعيش في نيويورك ، في بيت قديم |
eski bir evde büyüdüm. Gaz lambaları hatırımdadır hâlâ. | Open Subtitles | كبرت في بيت قديم أتذكرمصابيحالنفط. |
Alabama kadar eski bir evde oturuyordu. | Open Subtitles | كانت تعيش فى بيت قديم كألاباما |