Elimizi kolumuzu bağladı, Marge. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Artık o ölü birisi. | Open Subtitles | لقد نال منا، ليس بيدنا حيلة، لقد أصبح في عداد الموتى |
Birisi yanımıza parketmişti. Yapabileceğimiz birşey yoktu. | Open Subtitles | ركن أحد ما صفّاً ثانياً، لم تكن بيدنا حيلة |
Kuyrukluyıldızlar hâlâ dünyaya doğru geliyorlar ve artık onları durdurmak için Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | المذنب مازال فى مساره نحو الأرض وليس بيدنا شيئاً نفعله لنوقفه |
Yukarı çıkıp başaramadığımızı ve elimizden bir şey gelmediğini ona söylemeliyim. | Open Subtitles | والآن مطلوب ان اذهب لأخبره اننا فشلنا ولا شيء بيدنا لتفعله ؟ |
Yukarı çıkıp başaramadığımızı ve elimizden bir şey gelmediğini ona söylemeliyim. | Open Subtitles | والآن مطلوب ان اذهب لأخبره اننا فشلنا ولا شيء بيدنا لتفعله ؟ |
Kural bu. İçmek zorunda. Birşey yapamayız. | Open Subtitles | هذه هي القوانين إن كان عليه أن يشرب فما بيدنا حيله |
Oh, Franco, bazen sevdiğimiz insanları kaybederiz, ve onları geri getirmek elimizde olmaz. | Open Subtitles | أوه، فرانكو، أحياناً نفقد من الناس من نحب و لا شيء بيدنا نحن يمكننا من إستعادتهم |
Haklı olabilirsin gerçekten yedinci elçi ise başka bir seçeneğimiz olmayabilir. | Open Subtitles | قد تكون محق ولكن لو كانت الرسول السابع حقاً فليس بيدنا حيلة |
Babam, çarparsa yapacak bir şey kaçacak bir yer yok demektir dedi. | Open Subtitles | قال أبي أنه ليس بيدنا شيء عندئذ، ولا مخبأ. |
Sen büyük, güçlü bir adamsın. Bizim hiç şansımız olmaz. Evet öyle. | Open Subtitles | فأنت رجل كبير وقوي وليس بيدنا فرصة أمامك. |
Bu yedi ya da sekiz yıl önce olsaydı, bu konuda Yapabileceğimiz hiçbir şey olmazdı. | Open Subtitles | حسنا, قبل سبع أو ثماني سنوات لم يكن بيدنا شيئ نفعلة حول ذلك |
Eğer düşmanlardan biri seni uyarmaksızın haklarsa Yapabileceğimiz hiçbir şey olmaz. | Open Subtitles | ولو قرر أحدهم قتلك من دون سابق إنذار, فلا شيء بيدنا وقتها |
Lanet olası kararlarını vermeden, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و حتى يتوصلوا لقرار لا يوجد ما بيدنا لنفعله |
Lanet olası kararlarını vermeden, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | و حتى يتوصلوا لقرار لا يوجد ما بيدنا لنفعله |
Lanet olası kararlarını vermeden, Yapabileceğimiz hıçbir şey yok. | Open Subtitles | و حتى يتوصلوا لقرار لا يوجد ما بيدنا لنفعله |
Eğer öldüyse, elimizden gelen bir şey yok, eğer ölmediyse, plansız programsız buraya saldırmanın ona bir yararı olmayacaktır. | Open Subtitles | إن كان قد مات فليس بيدنا شيء لنفعله وإن لم يكن فاقتحام المكان دون خطة لن يساعده |
elimizden gelen bir şey de yok. Bu ormanda yankıların peşinden gidemeyiz. | Open Subtitles | ليس بيدنا ما نفعله على أي حال، لا يمكننا الركض في الغابة لمطاردة صدى الصوت |
Ne yazık ki istenmeyen doktorlar olarak başka tahlil yapamayız. -Ama elinde-- | Open Subtitles | للأسف أظننا استنفذنا كل الفحوصات التي بيدنا |
O yüzden burada beklemekten başka bir yapamayız, değil mi büyükbaba? | Open Subtitles | ،ليس بيدنا شيء إلا الإنتظار أليس كذلك يا جدي؟ |
Bu adamı bulup vatandaşlık görevini yapmaya ikna etmediğimiz sürece elimizde bir şey yok. | Open Subtitles | ليس بيدنا حيلة إلا إذا عثرنا ...على هذا الشخص وأقنعناه بالقيام بواجبه ...دع المزيد يعملون على القضية |
Evet. Ve yerine getirmekten başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | نعم، ولا شيء بيدنا سوى الاذعان |
Babam, çarparsa yapacak bir şey kaçacak bir yer yok demektir dedi. | Open Subtitles | قال أبي أنه ليس بيدنا شيء عندئذ، ولا مخبأ. |
İletişim de kesik olduğu sürece, hiçbir şeyi doğrulama şansımız yok. | Open Subtitles | مع إنقطاع الإتصالات ليس بيدنا شيء للتأكٌد منه |