Bu sana söylenenle ne olduğunu bildiğin arasındaki bir savaş gibi. | Open Subtitles | وأن تشعُر بالصراع بين ما تعرفه عن نفسك و بين حقيقتكَ |
Sözün kısası, algılayabildiğimiz ve ölçümleyebildiğimiz şeylerin arasındaki mesafe giderek genişleyecek. | TED | كل هذا القول بأن الفجوة بين ما يمكن أن نعتبره وما يمكن أن نقيس لن يؤدي إلا توسيع. |
Ne hissetmemiz gerektiği söylenenlerle gerçekte neler hissettiğimiz arasındaki çelişkiler muazzam miktarda gereksiz acı üretiyor. | TED | التناقضات بين ما قيل لنا بما يجب أن نشعر به وما نشعر به في الواقع يولد كمية ضخمة من معاناة لا داعي لها. |
Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. | TED | الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا. |
Bilimin bildiği ile iş dünyasının yaptığı arasında bir uyumsuzluk var. | TED | هناك تناقض بين ما يعرفه العلم وبين ما يحدث في العمل. |
Ellerindekinin ve kasıkları arasındakinin farkını gösteriyorum. | Open Subtitles | بين ما هو بين يملكنه وما يأتي جديداً إليهن |
Doktorların yaptığı ve hastaların ihtiyacı arasındaki kopuk olan bağlantıyı tekrar kurabiliriz. | TED | نستطيع تجاوز عدم التواصل بين ما يفعله الأطباء وما يحتاجه المرضى. |
Hayatta kalma sistemik (tüm vücut) ve pulmoner (akciğer ile ilgili) kan arasındaki iletişime bağlı. | TED | يعتمد البقاء على قيد الحياة على التواصل بين ما هو نظامي والدم الرئوي. |
Bildiğim şey ve mikrofonda söylenmesi güvenli olan şey arasındaki mesafeyi ölçtüm. | TED | أقيس المسافة بين ما أعرفه وما هو آمن للتحدث عنه بالميكروفون. |
Gerçekte olan şey, olduğunuzu düşündüğünüz şey ile olmadığınızı düşündüğünüz şey arasındaki sınırdır. | TED | ما يحدثُ حقاً هو تلك الحدود بين ما تعتقدون أنه أنتم وما تعتقدون أنه ليس أنتم. |
Benlik adını verdiğimiz şey ile dünya adını verdiğimiz şey arasındaki gerçek buluşma sınırı, aslında, her şeyin gerçek olduğu tek yer. | TED | وهذه الحدود للالتقاء الحقيقي بين ما نطلق عليه الذات، وما نسميه العالم هو المكان الوحيد، في الواقع، حيث الأمور حقيقية. |
Ama altı yaşında birinci sınıf öğrencisi bile neyin adil olduğunu ve insanların ihtiyacı olanı alması arasındaki farkı anlayabilir. | TED | لكن يمكنُ حتى لطالب الصف الأول البالغ من العمر ست سنوات فهم الفرق بين ما هو عادل أي حصول الناس على ما يحتاجونه. |
Bu kadar büyük bir alandaki problem vücudunun ne hissedebildiği ile alanın gerçekten ne olduğu arasındaki uyuşmazlıktır. | TED | مع هذه المساحة الكبيرة، المشكلة هي بالطبع أن هناك تباين بين ما تستطيع أجسادنا أن تمثله وبين المكان ، بذلك المعنى. |
Burada, yansıtılan resimlerin arasındaki boşluklardan yollanan bir bilgi var. | Open Subtitles | المعلومات التي تضاف إلى الفراغات بين ما زالت تصوّر. |
Hayatın şimdi nasıl olduğuyla, nasıl olması gerektiği arasındaki karşıtlığı göster. | Open Subtitles | لنبين التفاوت بين ما هي الحياة الحالية و ما يمكن لها أن تكون |
Bu zamana kadar gördüklerimin arasında açık ara en karmaşığı. | Open Subtitles | هذا هو الأكثر تعقيداً من بين ما رأيت حتى الآن |
Senin için yaptıklarımla kendim için yaptıklarım arasında bir fark yok. | Open Subtitles | لا يوجد فرق بين ما أفعله لنفسي وما أفعله من أجلك |
Senin söylediklerinle bu insanlar söyleyebileceklerin arasında bir köprü oluşturabilecek eş bir deneyim var mı? | TED | هل هناك عملية مساوية هل يوجد جسر بين ما تتحدث عنه وما يمكن ان تقوله لهم؟ |
İşim bittiğinde elindekinin ve kasıkları arasındakinin farkını anlayacak. | Open Subtitles | و عندما أنتهي، ستعرف الفرق جيداً... بين ما كان بين يديها سابقاً و ما ستحظى به لاحقاً |