Bahçe klübesindeki bir biçaga basmakla bu yaralanma meydana gelmez. | Open Subtitles | مستحيل أن تأتيك هذه الإصابة من المشي على نصل مقص للأعشاب |
Ama sonu gelmez arayışlarımın arasında, kısa zamanda kesinlikle çözeceğim bir şey varsa, o da bu ukala cevapları nereden bulduğundur. | Open Subtitles | لكن من بين تساؤلاتي اللانهائية فالأمر الوحيد الذي سأكتشفه قريباً هو كيف تظلين تأتيك كل تلك الأجوبة المبهرة |
Bu fırsat bir daha gelmez! | Open Subtitles | فرصة كهذا لن تأتيك بالتأكيد مرتين |
Her şey ayağına geldi, değil mi? Çok kolay oldu. | Open Subtitles | تأتيك الأكاذيب بسهولة جداً أليس كذلك, بكل سهولة |
Böyle bir şans ayağına geldi. Ve sen geri teptin. Nasıl yani? | Open Subtitles | تأتيك الفرصة حتى عتبة دارك وترفضها بهذا الشكل؟ |
Benimkinden daha iyi bir fikir üretebilirsin. | Open Subtitles | ربما تأتيك فكرة أفضل من فكرتي |
Benimkinden daha iyi bir fikir üretebilirsin. | Open Subtitles | ربما تأتيك فكرة أفضل من فكرتي |
Onu görmek için bekleme, Jamie. Yoksa gelmez. Ama bu sefer yapabilirim. | Open Subtitles | لا تسهر محاولًا رؤيتها يا (جايمي) وإلا لن تأتيك |
Onu görmek için bekleme, Jamie. Yoksa gelmez. Ama bu sefer yapabilirim. | Open Subtitles | لا تسهر محاولًا رؤيتها يا (جايمي) وإلا لن تأتيك |